zorla ele geçirmek oor Portugees

zorla ele geçirmek

Vertalings in die woordeboek Turks - Portugees

usurpar

werkwoord

voorbeelde

Babil 5'in yönetimini zorla ele geçirmek üzere emir aldılar.
As ordens delas são para ficar com o comando da Babylon 5 pelo uso de força.

Düşün, Kral Yunan İmparatorluğu' ndayken krallığı zorla ele geçirmek istersek
Pense, planeamos tomar a coroa á força quando o rei estiver na Grécia

Hırslı bir prens, babasının tahtını zorla ele geçirmek için sinsice bir plan hazırlıyor.
Um príncipe ambicioso tramou usurpar o trono do pai.

Gemiyi zorla ele geçirmek için hazırlıklı değilim efendim.
Senhor, eu não estava preparado para tomar o navio à força.

Düşün, Kral Yunan İmparatorluğu'ndayken krallığı zorla ele geçirmek istersek,
Pense, planejamos tomar a coroa à força quando o Rei estiver na Grécia.

Ama şu an için bilinçsiz ve zihnini ele geçirmek zor.
Mas ele está inconsciente e a sua mente é ilusória.

Çünkü buradan bir çıkmalı ve ele geçirmek zorundasınız...
Porque só precisam sair, e aproveitar...

Dolayısıyla Einstein, Newton'un bütün denklemlerini ışık hızını içerecek şekilde elden geçirmek zorundaydı.
Einstein, portanto, precisava reformular totalmente as equações de Newton a fim de incorporar a velocidade da luz.

Yapısal bütünlük alan ızgaralarını elden geçirmek zorunda kaldık.
Tivemos que reforçar... o campo de integridade estrutural.

O mektubu ele geçirmek zorundayız.
Precisamos pegar aquela carta.

Bakın, eğer Michael depodaysa,... başkası onu bulmadan onu ele geçirmek zorundaydık
Veja, se o Michael estava nesse armazém, então precisávamos ir buscá- lo antes de qualquer um

O özürden kaçınmak için bin sene önce kaybedilmiş olanı yeniden ele geçirmek zorundaydı.
Para escapar daquelas desculpas, teria de tomar de volta o que fora perdido mil anos antes.

Yönlendirme bilgisayarının kontrolünü tekrar ele geçirmek zorundasınız.
Você terá que recuperar o controle do computador de navegação.

Şimdi Ja-sung yönetimi ele geçirmek zorunda.
Agora, Ja-sung precisa assumir.

Ölülerle Hesaplaşma' yı mutlaka ele geçirmek zorundayız
De um jeito ou de outro, temos que pôr as mãos no " Dead Reckoning "

Ne olursa olsun, K-20'yi sağ ele geçirmek zorundasınız.
Independentemente de tudo, tem que pegar o K-20 com vida.

O kaseti ele geçirmek zorundayız.
Precisamos recuperar a fita.

Başkenti, füzelere rağmen ele geçirmek zorundayız.
Vamos tomar a capital independentemente dos mísseis!

Ele geçirmek zor olabilir, ama senin tıbbi geçmişinle...
Talvez seja difícil obtê-la, mas com sua formação médica

Shannon, bu casusu ele geçirmek zorundayız.
Shannon, temos de encontrar o espião.

Bakın, eğer Michael depodaysa,... başkası onu bulmadan onu ele geçirmek zorundaydık.
Olha, se Michael estava neste armazém, então precisávamos pegá-lo antes de todos.

Bu sendika şubesini ele geçirmek zor oldu.
Conquistar este sindicato foi duro.

Burayı evimiz yapacağız, ele geçirmek zorunda kalsak da.
Faremos com que seja nosso lar, nem que tenhamos de tomá-lo.

O istasyonu ele geçirmek zorundayız.
Temos que tomar essa estação.

Nam-joo'yu ele geçirmek zor olacak.
Parece que será difícil chegar até Nam-joo.