arándano rojo oor Turks

arándano rojo

naamwoord manlike

Arbusto de hoja perenne enano o rastrero en el género Vaccinium, subgénero oxycoccos.

Vertalings in die woordeboek Spaans - Turks

kızılcık

Arbusto de hoja perenne enano o rastrero en el género Vaccinium, subgénero oxycoccos.

Él hizo una salsa de arándano rojo para acompañar el pato.
O ördeğe eşlik edecek bir kızılcık sosu yaptı.

Anadolu otu

avcı üzümü

ayı üzümü · keçi yemişi · yaban mersini · yayla likabası · çay üzümü · çobanüzümü

voorbeelde

Este fruto de color rojo intenso, sumamente popular en Finlandia y Suecia, es muy similar al arándano rojo.
Dağ kızılcığı olarak da bilinen bu meyve, Finlandiya ve İsveç’te çok yaygın olan küçük yabanmersini cinsindendir.

Mi hermanastra acabó el restante del zumo de arándano rojo.
Üvey kızkardeşim kızılcık suyunun sonunu bitirdi.

Él hizo una salsa de arándano rojo para acompañar el pato.
O ördeğe eşlik edecek bir kızılcık sosu yaptı.

Mi hermanastra acabó el restante del zumo de arándano rojo.
Üvey kız kardeşim kızılcık suyunun sonunu bitirdi.

También te traje mantequilla que batí anoche y confitura de arándano rojo.
Dün gece hazırladığım biraz tereyağı ve konserve kızılcık getirdim.

Hay, también, que yo admiraba, aunque no se reúnen, los arándanos, las pequeñas joyas de cera, pendientes de la hierba del prado, nacarado y rojo, que arranca el agricultor con una fea comisión, dejando el prado suave en un gruñido, imprudentemente a medir por el bushel y el dólar solo, y vende el botín de las praderas de Boston y Nueva York, destinado a ser atascado, para satisfacer los gustos de
Orada da, ben hayranlık, ben, kızılcık, küçük balmumundan taşlar, toplama rağmen çayır çimen kolye, inci ve kırmızı, çirkin bir çiftçi plucks komisyon, bir birbirine girme düz çayır bırakarak, şuursuzca kile dolar ve sadece onları ölçme ve ganimet satıyor Boston ve New York MEADS sıkışmış mukadder, damak zevkini tatmin etmek için