pivoine oor Turks

pivoine

/pivwan/ naamwoord vroulike

Vertalings in die woordeboek Frans - Turks

ayıgülü

Plante

şakayık

naamwoord

Tout ça pour quelques malheureuses pivoines!
Sadece birkaç şakayık, çok mu önemli?

Soortgelyke frases

bouvreuil pivoine
Bayağı şakrak kuşu · bayağı şakrak kuşu · Şakrakkuşu · şakrak kuşu

Bouvreuil pivoine
Bayağı şakrak kuşu

voorbeelde

Je lui ai offert des pivoines!
Ona şakayık yolladım!

Des pivoines
Yaban gülleri

Par curiosité, Celia cueille sur une branche une pivoine gelée dont la tige se casse aisément.
Meraklanan Celia buz tutmuş bir şakayığı dalından koparınca, çiçeğin sapı kolayca kırılıverdi.

Des Pivoines.
Yaban gülleri.

Tout ça pour quelques malheureuses pivoines!
Sadece birkaç şakayık, çok mu önemli?

Tu sais bien que ces pivoines craignent la pluie.
Bu özel şakayıkların yağmurdan korktuklarını biliyorsun.

Le pivoine.
Şakayık bitkisi.

J'espère, au grand Dieu, qu'elle ne ce souviendra pas, de la crise de colère, quand j'ai découvert que les pivoines japonaises n'arriveraient pas à temps pour la cérémonie.
Japon şakayıklarının törene yetişmeyeceğini öğrendiğimde geçirdiğim sinir krizini de hatırlamaz umarım.

Il y avait assez de pivoine pour toute une vie
Bir ömre yetecek kadar şakayık vardı.

Oui, je ne peux pas voir de pivoines sans penser à ce weekend.
Şakayık görür görmez o hafta sonu aklıma geliyor sürekli.

C'était bien l'Hôtel Pivoine?
Otel Pivoine olduğundan emin misiniz?

Va cueillir des pivoines.
Giit biraz şakayık seç.

Chaque jour, il jouait avec son esprit, laissant des pivoines blanches près de son lit pendant la nuit.
Gündüzleri aklını kurcalayıp geceleri yatağına beyaz şakayık bırakıyormuş.

que tu aimerais des pivoines dans ton bouquet de mariée.
Gelin buketinde şakayıklar istemişsin.

Le premier meurtre avait eu lieu à Peony, et le tueur avait laissé une pivoine près du corps de sa seconde victime.
İlk cinayetin yeri Peony kasabasıydı ve katil ikinci kurbanın yanına şakayık bırakmıştı.

J'avais dit des orchidées à l'autel, pas des pivoines.
Hayır, mihrapta özellikle orkideler istediğimi söylemiştim, şakayıklar değil.

Oui, mais j'ai ajouté 3.5 grammes de ginseng, et de réglisse, une racine de digitale pourpre, de pivoine, et de l'angélique noire-pourprée. Et aussi 4.5 grammes d'hedysarum, 2 jujubes et 3 tranches de gingembre, Alors ça ne sera pas dur à boire.
Evet ama 3.5 gram ginseng, meyankökü ve yüksükotu, şakayık, Kore melekotu kökü, ve ayrıca 4.5 g hedysarum ve iki çiğde, dilimlenmiş üç zencefil koydum. Bu yüzden içmek zor olmayacak.

.. les pivoines: " Retrouvons-nous ce soir ",
Şakayıklar " bu akşam tekrar buluşalım " demektir.

Tu es rouge comme une pivoine.
Suratın kıpkırmızı oldu.

Ce soir-là, Cheng chanta des extraits du " Pavillon des pivoines ".
Cheng, o gece " Şakayık Köşkü " nden bölümler sergiledi.

Si tu veux me lécher les bottes, Leslie, tu devrais savoir que je hais les pivoines.
Madem yalakalık yapacaktın, Leslie şakayıktan nefret ettiğimi bilmen gerekirdi.

La pivoine signifie la richesse et la renommée.
Şakayık, servet ve şöhret demektir.

C'est un pétale de pivoine.
O sadece bir çiçek yaprağı tatlım.

C'est curieux je croyais que les pivoines étaient tes fleurs favorites.
Çok tuhaf, şakayıkların en sevdiğin çiçek olduğunu sanıyordum.

L'hôtel pivoine.
Şakayık Otel.