rat oor Turks

rat

/ra/ naamwoord manlike

Animal

Vertalings in die woordeboek Frans - Turks

sıçan

naamwoord

Ils sont juste comme des rats quittant un navire qui sombre.
Onlar tam batan bir gemiden ayrılan sıçanlar gibi.

fare

naamwoord

Animal

Un rat a fait un trou dans le mur.
Bir fare kemirerek duvarda bir delik açtı.

cimri

adjektief

keme

Rat

Rat (astrologie chinoise)

Soortgelyke frases

Rat noir
Siyah fare

rat d’égout
sıçan

rat de bibliothèque
kitap kurdu

rate
Dalak · dalak · fare · keme · sıçan

Rat-taupe nu
Çıplak kör fare

Bit Rate Throttling
bit hızı azaltma

rat noir
fare · sıçan

rat gris
fare · sıçan

Roi de rats
Fare kral

voorbeelde

Il y a une face de rat qui est en train de mettre feu à un de tes barils.
Fareye benzer bir yaratık bir fıçının arkasında gizleniyor.

En fait, je chasse un autre genre de rat.
Aslında ben farklı bir farenin peşindeyim.

C'est mieux que des rats.
Fare olmasından iyidir.

Je suis en train de rater leur éducation.
Çocuklarımı yetiştirmekte başarısızım.

" Un rat à terre, encore deux. "
" Farenin biri gitti, ikisi kaldı. "

Elle va se culpabiliser pour avoir fait rater ce voyage.
Tüm seyahatin kendisi yüzünden berbat olduğunu düşünecek.

Et te rater en train de bricoler?
Ve senin DIY yapmanı kaçırayım?

Les rats ont toujours une issue de secours.
Farelerin her zaman bir kaçış noktaları oluyor.

Est ce que les rats dans l'allée vont nous préparer les robes de bal?
Sokaktaki sıçanlardan bize abiye mi yapacaksın?

Y a plus de trous à rats que de puits de pétrole.
Hatta, petrol kuyularından bile bol.

Un des hommes, dans sa combinaison de rat, le désignait de l’index tendu : – C’est Narcisse !
Fare kostümlı adamlardan biri işaretparmağıyla onu gösteriyordu: — Bu Narcisse!

Ce rat volant a des infos qui compromettent mon plan.
O kanatlı fare bütün planımı yok edebilecek kadar önemli bilgiler biliyor.

Donc Jeffrey et les Rats du Ressac tuent deux jeunes perses et enlèvent Amir.
Öyleyse Jeffrey ve iki sörfçü dostu iki İranlı çocuğu öldürdü ve Amir'i rehin adlı.

Vous n'avez jamais fait le rat je dehors à la première Dame.
Başkanın eşine hiç ihbar etmemiştin ama beni.

Je ne veux pas rater ça, je ne dois pas.
Bu şeyleri kaçırmak istemem, buna mecbur da değilim.

Je peux tirer sur le cul d'un rat à 36 mètres.
Bir tavşanı 50 metre uzaktan götünden vurabilirim.

Tu vas être comme un gros rat dans une fromagerie.
Peynir fabrikasında şişman bir fare olmak üzeresin Jim

Ils savent que quand vous regardez la télévision à la maison, puisqu'il y a tellement de choix vous changer de chaîne et rater leurs publicités.
Evde televizyon izlerken çok seçenek olduğundan, kanalı değiştirip reklamlarından kurtulabildiğinizi biliyorlar.

Je crois avoir entendu un rat.
Sanırım bir fare sesi duydum.

Je vais rater le train.
Yoksa aracı kaçıracağım!

Au bout de 4 min, les rats ont quitté le navire.
4. dakikada, herkes batan bir gemiden kaçmaya çalışıyor gibiydi.

Espérons qu'il va rater son GED.
Sadece bu G.E.D'yi geçmemesini umabiliriz.

Des morsures de rat?
Sıçan ısırığı mı?

Ce sont des rats.
Farelerdir.

Tu es une Rat- fan?
Bir fare hayranı mısın?