gihîştandin oor Turks

l/gh 1. yetiştirmek, ulaştırmak, erdirmek, eriştirmek, vardırmak 2. yetiştirmek (vaktinde hazır olmasını sağlamak, tamamlamak, bitirmek) * pêwîst e ku ez vê pirtûkê bigihîjînim sibehê Kitabı yarına yetiştirmem gerekiyor 3. yetiştirmek (birini gerekli bir iş için tam zamanında bir yere götürmek) * me tam di wext de nexweş gihîştande ser doktor hastayı zamanında doktora yetiştirdik 4. yetiştirmek (söylenmemesi gereken bir şeyi söylemek) * hemen gotin gihîştandin jinikê hemen lâfı kadına yetiştirdiler 5. yetiştirmek (eğitim, öğrenim sağlamak) 6. yetiştirmek (sağlayıp vermek) * niftikê digihîştande kesê ku dixwaze cigareyê pêxe sigara yakmak istiyenlere kibrit yetiştirir 7. kavuşturmak 8. olgunlaştırmak, eriştirmek (meyveler için) 9. olgunlaştırmak (insanlar için) ~ biryarekê (an jî qerarekê) karara bağlamak ~ hev 1) kavuşturmak 2) birleştirmek

m 1. yetiştirme, ulaştırma, erdirme, eriştirme, vardırma 2. yetiştirme (vaktinde hazır olmasını sağlama, tamamlama, bitirme) 3. yetiştirme (birini gerekli bir iş için tam zamanında bir yere götürme) 4. yetiştirme (söylenmemesi gereken bir şeyi söyleme) 5. yetiştirme (eğitim, öğrenim sağlama) 6. yetiştirme (sağlayıp verme) 7. kavuşturma 8. olgunlaştırma, eriştirme (meyveler için) 9. olgunlaştırma (insanlar için)