üre oor Katalaans

üre

naamwoord

Vertalings in die woordeboek Turks - Katalaans

urea

naamwoord vroulike

% 10 üre, amonyum klorür, hiperosidül...
Urea 0.10, clorur d'amoni, hiperòxic...

Üre

Vertalings in die woordeboek Turks - Katalaans

urea

compost químic

% 10 üre, amonyum klorür, hiperosidül...
Urea 0.10, clorur d'amoni, hiperòxic...

Soortgelyke frases

eşeyli üreme
reproducció sexual

üreme hücresi
gàmeta

Üreme
reproducció

Üremi
urèmia

Üre döngüsü
cicle de la urea

Kadın üreme organları
vulva

kadın üreme organları
vulva

Eşeysiz üreme
reproducció asexual

üreme sistemi
sistema reproductor

voorbeelde

Ama bir dakika, 90 dolar kazandınız ama ürünü üretmek ve ışıkları açık bırakmak...... için 53 dolar harcadınız, bu da sizin kârınızı belirler.
Així que espereu un minut, esteu cobrant 90 dòlars però us gasteu 53 dòlars creant el producte i mantenint les operacions més bàsiques i això deixa al mig la pregunta de quant profit en treieu.

Ama eğer nazik bir şekilde onu alırsanız ve laboratuara götürürseniz ve gövdesini altındaki düz yerden sadece sıkarsanız, dibinden ucuna kadar çoğalarak ilerleyen bu ışığı üretir, ilerlerken rengi değişen bir ışık, yeşilden maviye.
Però si l'agafem molt cuidadosament i la pujem al laboratori i apretem una mica la base de la soca, produeix aquesta llum que es propaga des de la tija fins les plomes, canviant de color mentre es mou, de verd cap a blau.

Bir insan ya kahramandı ya da andavaldı, bir ürün ya muhteşemdi ya da boktandı.
Una persona o era un heroi o era un incompetent, un producte o era fantàstic o era una merda.

“Bugün, bu sınıfa ait, çığır açıcı üç ürünü sunuyoruz.
«Avui presentem tres productes revolucionaris d’aquesta mena.

Sürecin her aşamasında ürünlerin yarısından fazlası reddediliyordu.
En cada etapa del procés se’n descartaven més de la meitat.

5 İsrailoğulları Ürdün Irmağı’nı geçtikten kısa süre sonra Yeşu sıra dışı bir şey yaşadı.
5 Poc després de creuar el Jordà, Josuè va viure una situació inesperada.

Tivo'nun geldiği zamandan, ortalama sekiz veya dokuz sene önceden bugüne. Onlar piyasadaki en yüksek kaliteli tek ürün, çekişmesiz bir şekilde doğru.
Des que TiVo va aparèixer, fa uns vuit o nou anys, fins avui, és l'unic producte d'alta qualitat en el seu mercat, en això no hi ha discussió.

Yani artık elimizde Haiti pazarlarında satılandan daha iyi olan bir ürün var. Ve bu harika bir şey.
Així que la situació actual és que tenim un producte millor que el que es podia comprar al mercat d'Haití, un lloc meravellós, per cert.

Müşteriler bu şekilde ödemek gerekliliği duymuyorlar. Ama akıllı pazarlamacılar ve şirket yöneticileri...... müşterileri, maliyete göre ödemek yerine, şirketinizin benzersiz olduğu...... ve onlara sadece en ucuz ürünü değil...... en yüksek değeri sağladıkları konusunda müşterileri ikna edebilirler.
Ara bé, els clients no necessàriament senten que volen pagar per això, però els intel· ligents en màrqueting i els intel· ligents executius d'una ́startup ́ poden convence'ls que en comptes de pagar pensant en els costos realment haurien de pensar que l'empresa és única i que els hi proporcionen el més alt valor, no el producte més barat.

Sonunda el sıkıştılar ve Jobs ürün vizyoneri rolünü benimsemeyi bir kez daha düşünmeyi kabul etti.
Al final, van fer una encaixada de mans i Jobs va acceptar rumiar-se si assumiria el paper de visionari de productes.

' % # ' ürünü, bütün bileşenler
Producte ' % # ', tots els components

Spiral kullanmayı düşünen Hıristiyanlar hangi ürünlerin mevcut olduğunu, ayrıca kadın için ne gibi yararları ve riskleri olabileceğini bir uzmanla görüşerek öğrenebilir.
Un matrimoni cristià que es plantegés fer servir el DIU podria comentar amb un professional de la salut quins són els dispositius disponibles, i els beneficis i els riscos per a la dona.

Ürdün Irmağı
Riu Jordà

İş modeli, bir şirketin müşterileri için ürün veya hizmet...... sunarken kendisi için nasıl değer yarattığıdır.
Un model de negoci és la forma en que una empresa crea valor per sí mateixa alhora que entrega productes o serveis als seus clients.

Bu ışık tellerini üretir, muhtemelen bir tür savunma olarak.
Produeix aquestes tires de llum, presumiblement com a forma de defensa.

“Bu sefer kasayla ürün birlikte tasarlandılar,” diye açıkladı.
«Aquesta vegada hem dissenyat conjuntament la funda i el producte», va explicar.

Ürdün ve Fas'ta iş arayanlar arasında işe yerleştirme oranının (115 mezun) %49 olduğu tahmin ediliyor; katılımcıların %6'sı ise stajyerlik pozisyonlarına yerleştirildi.
Així, el percentatge d’inserció laboral respecte del nombre total de persones que cercaven feina a Jordània i el Marroc (115 graduats) es calcula que va ser del 49 %, i un 6 % dels participants van iniciar pràctiques en empreses.

İnsan hücrelerinde bulunan küçük bir organel olan mitokondri, hücrelerin kullandığı enerjiyi üretir.
Les mitocòndries són orgànuls amb cèl·lules humanes que produeixen l’energia utilitzada per la cèl·lula.

7Be’nin elektron yakalanması, yaklaşık 0.862 MeV (~90%) ya da 0.384 MeV (~10%) enerjisinde nötrinolar üretir.
La captura electrònica de 7Be produeix neutrins a o prop dels 0.862 MeV (~90%) o dels 0.384 MeV (~10%).

“Bu ürün hayatımda yaptığım her şeyden daha önemli benim için,” dedi.
«Aquest producte significa molt més per a mi que cap altra cosa que he fet -li va explicar-.

Şimdi bu nefis bir lokma gibi görülebilir ya da kanatları olan bir domuzun başı -- ( Gülüşmeler ) ama eğer saldırılırsa, bir ışık barajı üretir -- aslında, bir foton torpidoları barajı.
Pot semblar un mos deliciós, o un cap de porc amb ales... ( Rialles ) però si l'ataquen crea una cortina de llum; de fet, una cortina de torpedes de fotons.

Bir gram polonyum, 140 watt ısı enerjisi üretir.
Un simple gram de210Po genera 140 watts d'energia.

TASARIM ÜRÜNÜ MÜ?
ÉS FRUIT DEL DISSENY?

Sayısız yabancıyla uyumlu bir işbirliği yapabiliriz, çünkü bu gezegendeki hayvanlardan sadece biz hayal ürünü şeyleri kurgular ve inanırız.
Podem cooperar amb flexibilitat amb un incomptable nombre de desconeguts perquè nosaltres sols, de tots els animals del planeta podem crear i creure ficcions, històries fictícies.

DNA dizilerinde protein veya RNA kodlayıcı genlerin özelliklerine sahip bölgelerin tanınması, gen bulma algoritmaları sayesinde mümkündür, bunlar sayesinde bilim insanları bir genin ürününü önceden tahmin edebilirler, bu ürün laboratuvarda daha saflaştırılmadan.
Les regions de les seqüències d'ADN que tenen els patrons específics associats amb els gens codificadors de proteïnes o ARN es poden identificar per mitjà d'algoritmes de detecció de gens, que permeten als investigadors predir la presència de productes gènics en un organisme fins i tot abans d'aïllar-los experimentalment.