yığılmak
Definisie in die woordeboek Turks
yığılmak
sinonieme
birikmek · kümelenmek · toplanmak · yıkılmak
grammatika
yığılmak (third-person singular simple present yığılır)
voorbeelde
Advanced filtering
“Demek öyle, aslında bir itirazım yok, sadece yorgunluktan yere yığılmak üzereyim.Literature Literature
Ve burada cömert bir şekilde bir milyon kişi yığılmaktadır ki, bu tahmin karşısında kuşkulu olabiliriz.Literature Literature
Sevinç sarhoşluğuna kapılan yüreği aşk diye anılan bu dünya cennetinin eşiğinde yere yığılmak üzereydi.Literature Literature
Sahneye çıkıp tekrar yığılmak istemiyorum.OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Hıçkırmak ve olduğu yere yığılmak, gözyaşları içinde baygın yığılıp kalmak, o anda tüm varlığıyla özlediği tek şeydi bu.Literature Literature
Yavaş yavaş çöküp yere yığılmakta olduğunuzu hissedebilirsiniz.jw2019 jw2019
Jonathanı yanında Bayan McDougal gibi bir kadınla hayal etmeye çalıştım ve içimden ayaklarının dibine yığılmak geldi.Literature Literature
Hıristiyanların cephesinde de cesetler, gran maestronun direnişini hiç zayıflatmaksızın üst üste yığılmaktaydı.Literature Literature
Yorgunluktan bitkin, yere yığılmak üzereydi ki, arkadan birinin onu kovaladığını fark etti...Literature Literature
Yığılmak mı?opensubtitles2 opensubtitles2
Alo!Yüzükoyun, yere yığılmak?opensubtitles2 opensubtitles2
Her şeyi bir kerede bir kitapta yazıp ondan sonra yere yığılmak gerektiğini sanıyordum.Literature Literature
Otlar bir alana yığılmak yerine parçalanarak, dağılırlar.WikiMatrix WikiMatrix
Çoğu haftalık veya aylık olarak kiralanan odalara yığılmaktadır.Literature Literature
Yere yığılmak bu sorunu düzeltir.OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
200'ü yere yığılmak üzere.OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Yüzükoyun, yere yığılmak?OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
32 sinne gevind in 7 ms. Hulle kom uit baie bronne en word nie nagegaan nie.