yazmak
Definisie in die woordeboek Turks

yazmak

Definisies

Bir klavye veya daktilo ile karakterler girmek.

sinonieme

açmak · kaydetmek · sermek · söylemek

grammatika

yazmak ( third-person singular simple present yazar)
(Verb) positive - declarative
singular plural
1st person 2nd person 3rd person 1st person 2nd person 3rd person
ben sen o biz siz onlar
indicative present simple yazarım yazarsın yazar yazarız yazarsınız yazarlar
present continuous yazıyorum yazıyorsun yazıyor yazıyoruz yazıyorsunuz yazıyorlar
past definite yazdım yazdın yazdı yazdık yazdınız yazdılar
past continuous yazıyordum yazıyordun yazıyordu yazıyorduk yazıyordunuz yazıyorlardı
future simple yazacağım yazacaksın yazacak yazacağız yazacaksınız yazacaklar
positive - interrogative
singular plural
1st person 2nd person 3rd person 1st person 2nd person 3rd person
ben sen o biz siz onlar
indicative present simple yazar mıyım? yazar mısın? yazar mı? yazar mıyız? yazar mısınız? yazarlar mı?
present continuous yazıyor muyum? yazıyor musun? yazıyor mu? yazıyor muyuz? yazıyor musunuz? yazıyorlar mı?
past definite yazdım mı? yazdın mı? yazdı mı? yazdık mı? yazdınız mı? yazdılar mı?
past continuous yazıyor muydum? yazıyor muydun? yazıyor muydu? yazıyor muyduk? yazıyor muydunuz? yazıyorlar mıydı?
future simple yazacak mıyım? yazacak mısın? yazacak mı? yazacak mıyız? yazacak mısınız? yazacaklar mı?
negative - declarative
singular plural
1st person 2nd person 3rd person 1st person 2nd person 3rd person
ben sen o biz siz onlar
indicative present simple yazmam yazmazsın yazmaz yazmayız yazmazsınız yazmazlar
present continuous yazmıyorum yazmıyorsun yazmıyor yazmıyoruz yazmıyorsunuz yazmıyorlar
past definite yazmadım yazmadın yazmadı yazmadık yazmadınız yazmadılar
past continuous yazmıyordum yazmıyordun yazmıyordu yazmıyorduk yazmıyordunuz yazmıyordular
future simple yazmayacağım yazmayacaksın yazmayacak yazmayacağız yazmayacaksınız yazmayacaklar
negative - interrogative
singular plural
1st person 2nd person 3rd person 1st person 2nd person 3rd person
ben sen o biz siz onlar
indicative present simple yazmaz mıyım? yazmaz mısın? yazmaz mı? yazmaz mıyız? yazmaz mısınız? yazmazlar mı?
present continuous yazmıyor muyum? yazmıyor musun? yazmıyor mu? yazmıyor muyuz? yazmıyor musunuz? yazmıyorlar mı?
past definite yazmadım mı? yazmadın mı? yazmadı mı? yazmadık mı? yazmadınız mı? yazmadılar mı?
past continuous yazmıyor muydum? yazmıyor muydun? yazmıyor muydu? yazmıyor muyduk? yazmıyor muydunuz? yazmıyorlar mıydı?
future simple yazmayacak mıyım? yazmayacak mısın? yazmayacak mı? yazmayacak mıyız? yazmayacak mısınız? yazmayacaklar mı?
yazmak (third-person singular simple present yazar) ;; positive - declarative
singular plural
1st person 2nd person 3rd person 1st person 2nd person 3rd person
ben sen o biz siz onlar
indicative present simple yazarım yazarsın yazar yazarız yazarsınız yazarlar
present continuous yazıyorum yazıyorsun yazıyor yazıyoruz yazıyorsunuz yazıyorlar
past definite yazdım yazdın yazdı yazdık yazdınız yazdılar
past continuous yazıyordum yazıyordun yazıyordu yazıyorduk yazıyordunuz yazıyorlardı
future simple yazacağım yazacaksın yazacak yazacağız yazacaksınız yazacaklar
positive - interrogative
singular plural
1st person 2nd person 3rd person 1st person 2nd person 3rd person
ben sen o biz siz onlar
indicative present simple yazar mıyım? yazar mısın? yazar mı? yazar mıyız? yazar mısınız? yazarlar mı?
present continuous yazıyor muyum? yazıyor musun? yazıyor mu? yazıyor muyuz? yazıyor musunuz? yazıyorlar mı?
past definite yazdım mı? yazdın mı? yazdı mı? yazdık mı? yazdınız mı? yazdılar mı?
past continuous yazıyor muydum? yazıyor muydun? yazıyor muydu? yazıyor muyduk? yazıyor muydunuz? yazıyorlar mıydı?
future simple yazacak mıyım? yazacak mısın? yazacak mı? yazacak mıyız? yazacak mısınız? yazacaklar mı?
negative - declarative
singular plural
1st person 2nd person 3rd person 1st person 2nd person 3rd person
ben sen o biz siz onlar
indicative present simple yazmam yazmazsın yazmaz yazmayız yazmazsınız yazmazlar
present continuous yazmıyorum yazmıyorsun yazmıyor yazmıyoruz yazmıyorsunuz yazmıyorlar
past definite yazmadım yazmadın yazmadı yazmadık yazmadınız yazmadılar
past continuous yazmıyordum yazmıyordun yazmıyordu yazmıyorduk yazmıyordunuz yazmıyordular
future simple yazmayacağım yazmayacaksın yazmayacak yazmayacağız yazmayacaksınız yazmayacaklar
negative - interrogative
singular plural
1st person 2nd person 3rd person 1st person 2nd person 3rd person
ben sen o biz siz onlar
indicative present simple yazmaz mıyım? yazmaz mısın? yazmaz mı? yazmaz mıyız? yazmaz mısınız? yazmazlar mı?
present continuous yazmıyor muyum? yazmıyor musun? yazmıyor mu? yazmıyor muyuz? yazmıyor musunuz? yazmıyorlar mı?
past definite yazmadım mı? yazmadın mı? yazmadı mı? yazmadık mı? yazmadınız mı? yazmadılar mı?
past continuous yazmıyor muydum? yazmıyor muydun? yazmıyor muydu? yazmıyor muyduk? yazmıyor muydunuz? yazmıyorlar mıydı?
future simple yazmayacak mıyım? yazmayacak mısın? yazmayacak mı? yazmayacak mıyız? yazmayacak mısınız? yazmayacaklar mı?

voorbeelde

Advanced filtering
"Daha iyi şarkılar yazmak istiyorum, daha iyi gösterilerime koymak istiyorum ve daha kaliteli video klipler çekmek istiyorum.WikiMatrix WikiMatrix
İleri hareket eden eğrideki d r diferansiyelini yazmak istersek, x üssü t çarpı i artı y üssü t çarpı j çarpı d t diyoruz.QED QED
Muffin kelimesini 3 kere yazmak zorundasınız.QED QED
Şimdiye kadar defterime bir şey yazmak istemedim.Literature Literature
Revire giderseniz size sakinleştirici yazmaktan mutluluk duyarım.OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Karelce'nin standart bir yazı dili olmayıp her yazar kendi dialekti ile yazmaktadır.WikiMatrix WikiMatrix
Clellan’ın şarkısını yazmak, sözleri şekillendiren kendi dudakları da olsa, ihtiyarın adamın sesini duymak gibiydi bu.Literature Literature
O gece Beth, Daryl ile birlikte yedikleri yemek için evin sahibine teşekkür eden bir not yazmaktadır.WikiMatrix WikiMatrix
Hatırlıyorum da, bir sene köpekler o kadar çoğalmıştı ki, gazeteler yazmak zorunda kalmışlardı.Literature Literature
Söylemem gereken herşeyi yazmak istiyorum.OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Bana yazmaktan vazgeç.OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Derek, yemini yazmak zorundasın.OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Ulusun hikâyesini yazmak, milliyetçi tarihçilerin göreviydi; bu da ulusun geçmişini milliyetçi tarih bakışıyla değerlendirmek anlamına geliyordu.WikiMatrix WikiMatrix
Yaklaşık üç hafta kadar sonra Therese, sayısız kez yazmak zorunda kalacağı Buda adına rastladı.Literature Literature
Daha fazla ilerleme raporu yazmak istemiyorum.Literature Literature
Özellikle, şiir yazmak için özel bir ruhsal durumun (şiirsel mantık) gerekli olduğu duygusudur.Literature Literature
Bir mektup yazmak istiyorumopensubtitles2 opensubtitles2
(Bunu şimdiki zamanda yazmak ne kadar garip!)Literature Literature
Her şey ortaya çıkınca,...... insanlar hikayeler, kitaplar...... kadın dergileri yazmak istediopensubtitles2 opensubtitles2
E-posta yazmak için çok zaman harcıyor musun?Tatoeba-2020.08 Tatoeba-2020.08
Öğrencilerime öğretmeye çalıştığım şeylerden biri de bu -delici biçimde yazmak.Literature Literature
Bunları tanımadığım birine yazmak, hatta belki de kimsenin okumayacağını bilmek tuhaf.Literature Literature
Gökteki Krallığın mesajını ilan etmek için de mektup yazmak yararlı olmuştur.jw2019 jw2019
E-posta adresleri belirli bir formata sahip oldukları için, spambot yazmak oldukça kolaydır.WikiMatrix WikiMatrix
Yazmaktan vazgeçtim.OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
208 sinne gevind in 7 ms. Hulle kom uit baie bronne en word nie nagegaan nie.

Beskikbare vertalings

abq
Abazyns
ab
Abkasies
af
Afrikaans
mis_qab
Al Bakiyye
akz
Alabama
sq
Albanees
am
Amharies
grc
Antieke Grieks
ar
Arabies
an
Aragonese
hy
Armeens
rup
Aroemeens
as
Assamees
ast
ast
av
Awaars
az
Azerbeidjans
bki
Baki
bm
Bambara
ba
Basjkiries
eu
Baskies