merdique oor Turks

merdique

adjektief, werkwoord manlike

De mauvaise qualité.

Vertalings in die woordeboek Frans - Turks

adi

boktan

Vous étiez pas désolé quand j'étais coincé dans un mariage merdique.
Sanki ben o boktan evlilikteyken de üzgün olduklarını söylemiyorlarmış gibi.

sikindirik

voorbeelde

Je veux dire, la plupart des photographies sont merdiques.
Birçok fotoğraf çöp.

C'est bon pour une vie merdique.
Böyle yaptığımda hayatım boka döndü.

Ouais, c'est un moment merdique.
Evet çok berbat bir zaman.

Merdique, en ce qui les concerne
Lanet olsun, Yeteri kadar kaygılandılar

Pour être honnête, je pense que vous avez une mine merdique
Açık olmak gerekirse bombok gözüküyorsun

Vous êtes une merde avec une vie merdique
Sen boktan hayatı yaşayan boktan bir adamsın

Cette glacière est vraiment merdique.
Ne işe yaramaz bir buzdolabı bu!

J'avais un parapluie merdique comme ça.
Benim de bunun gibi beş para etmez bir şemsiyem vardı.

Le temps c'est tellement merdique, surtout ici à Oz.
Oz'da zaman geçirmek berbat bir şey.

La moitié de vos idées était merdique.
Diğer bütün fikirleriniz boktandı.

Le placard des cadeaux merdiques.
İşe yaramaz hediye dolabı.

En quoi ta vie est-elle plus merdique que la nôtre pour que tu veuilles en finir?
Neyin var da hayatının bizimkilerden daha boktan ve bu kadar erken pes ediyorsun?

Je toucherais pas sa peluche merdique avec un bâton de 3 mètres.
Onun iğrenç doldurulmuş hayvanına üç metrelik bir sopayla bile dokunmazdım.

Pas dans ce monde merdique
Bu boktan dünyada değil

J'ai reçu un merdique côté, et il s'entend très bien avec mon homme.
Psikopat bir tarafım var ve bu sayede erkeğimle geçinip gidiyoruz.

Mais je te préviens, ces derniers jours ont été merdiques.
Seni uyarmam gerek, geçtigimiz birkaç gün benim için çok kötüydü.

Puis-je répéter que ceci est complètement merdique?
Tekrar bunun tamamen bir saçmalık olduğunu söyleyebilir miyim?

Elle a eu une vie merdique.
Çok boktan bir hayatı vardı.

Tout est merdique.
Her şey berbattı.

C'est merdique.
Saçmalığın daniskası.

Et un instant, j' ai oublié à quel point la vie peut être merdique
Ve o dakika, hayatın gerçekten...... ne kadar yalnızlık ve depresyon dolu olduğunu unuttum

Ceux sont des prises merdiques.
Bir kaç işe yaramaz fotoğraf.

Parce que franchement, East Valley, c'est plutôt une fac merdique.
Çünkü işin aslını istersen, East Valley çok boktan bir üniversite.

Quelle vie merdique!
Hayat boktan değil mi?

Ma vie était devenue merdique, mais mon chez-moi resplendissait.
Hayatım birdenbire bok gibi olmuştu ama dolaplarım harika görünüyordu.