surnager oor Turks

surnager

werkwoord

Vertalings in die woordeboek Frans - Turks

batmamak

voorbeelde

La merde surnage toujours.
Pislikler suyun üstünde yüzer hep.

La question, pour la femme de ménage, c'est d'émerger ou de surnager.
Ev kadını için sorun yüzeye çıkmak ya da batmamaktır.

Fit surnager maman aujourd'hui à l'hôtel?
Bugün annem otelde yüzdü mü?

Mais comment, dans ce cas, les arbres n'auraient-ils pas surnagé?
Ama böyle olsa, ağaçlar suyun üzerinde yüzmeyecek miydi?

C' est comme ça qu' on surnage
Hayat mücadelesi bu

J' arrive à surnager
Su üstünde kalmaya çalışıyorum

C’est elle qui doit toujours surnager au-dessus du mensonge, comme l’huile au-dessus de l’eau.
“Benim söylediklerim doğru; doğru nasıl olsa daima yalanın üstüne çıkar; zeytinyağının suyun üstüne çıktığı gibi.

De là où se trouvait mon père, mon incapacité à surnager... n'était que le 1er échec d'une longue série.
Babamın bakış açısından köpek stili bile yüzemiyor olmam ilerideki hatalarımın başlangıcıydı.

«Vérité, murmura le comte, Dieu t’a faite pour surnager au-dessus des flots et des flammes.
Ey gerçek, diye mırıldandı kont, Tanrı seni dalgaların ve alevlerin üstünde yüzmen için yarattı.

Je suis un businessman qu'essaie de surnager, comme toi.
Ben ayakta kalmaya çalışan bir işadamıyım, tıpkı senin gibi.

«Vérité, murmura le comte, Dieu t’a faite pour surnager au-dessus des flots et des flammes.
“Ey gerçek,” diye mırıldandı kont, “Tanrı seni dalgaların ve alevlerin üstünde yüzmen için yarattı.

Essayer de surnager sur mon lit de douleur pour m' entendre dire ça!
asta yatağımdan işleri idare etmeye çalışırken, böyle bir şey işitiyorum!