Dua oor Bosnies

Dua

Vertalings in die woordeboek Turks - Bosnies

Namaz

Molitva

Dua etmek hiçbir işe yaramaz.
Molitvom neće postići ništa.

dua

naamwoord

Vertalings in die woordeboek Turks - Bosnies

molitva

naamwoord vroulike

Az sonra edeceğiniz yeminler düşünmeden ve dua etmeden edilmez.
Zavjet koji ćete dati ne daje se bez pomna promišIjanja i molitve.

molba

Ve cennetteki tanrıların yardımını dilerken, Tanrılar dualardan ve kurbanlardan şiştikçe şişti.
I kako su polovični ljudi molili Bogove u nebesima za pomoć, oni su se udebljali od njihovih molbi i žrtava koje su im prinosili.

voorbeelde

Ye, Dua Et, Sev kitabını aldı ve babamın Mercedes'ini ateşe verirken kullandı.
Kupila je knjigu Jedi, moli, voli i s njom zapalila Mercedes mog tate.

Sabah duaları her gün dokuza çeyrek kaladır.
Jutarnja molitve su u petnaest do 9:00.

Efsaneye göre Ajvaz- Dedo # gün boyunca sabah erken saatte Allah’ a dua etmiş ve # günde kaya parçalanarak, kaynak suyu akmaya başlamış. Böylelikle köylüler, çok ihtiyaç duydukları suya kavuşmuş
Legenda kaže da se Ajvaz- dedo molio Allahu rano svako jutro # dana, te da se # dana stijena raspukla i voda je potekla, donijevši seljanima jako potrebno olakšanje

Hayatında ilk kez, Lucille dua eder.
A po prvi puta, Lucille se moli.

Bundan sonra dua etmen gerek.
Nakon ovoga moraćeš da se moliš.

Dua edin de hâlâ orada olsun.
Nadam se da za svoj dobro da je i dalje tu.

Bütün umudumu size bağlıyor ve dua etmeye devam ediyorum.
Polažem svu nadu u vas i nastavljam da se molim.

Elinizde dua kitabıyla şeytanla basbayağı yüzleşiyorsunuz.
Stojite cvrsto na nogama suocavajuci se sa Đavolom sa Molitvenikom u ruci?

Git dua etmeye başla.
Padni u svoje jebene molitve.

Bugün, kardeşlerim, dua etmek yeterli değil.
Danas, braćo, molitva nije dovoljna.

Dualarınız için müteşekkirim.
Hvala ti na molitvama.

Tyler'a söyleyemedim ama Alex ile dua ettiğimiz zaman Sen'den benim kalbime de girmeni istedim.
Nisam stigla da mu kažem... kada smo se molili sa Alex-om, zamolila sam te da dođeš i u moje srce.

Gece ettiğin dualardan Amy'nin adını çıkarabileceğini söylemek için aradım.
Samo sam htio da znaš da možetš ukloniti Amy iz svoje noćne molitve.

Yıllar boyunca hep bu an için dua ettim.
Molila sam se za ovaj trenutak dugo vremena.

Dua et de hücre arkadaşından bel soğukluğu kapma.
Budi sretan ako ne dobiješ gonoreju od svog cimera u ćeliji.

Senin için her gece dua ediyorum.
Molim se za tebe svaku noc.

Annemin dua kitabını buldun mu?
Da li si nasla mamine knjige?

Sen dualarınla, yere bakan gözlerinle tapıyorsun ona!
Obožavaš ga moleci se, smjerno gledajuci!

Tanrıya dua edin.
Slava Bogu.

Günlerdir oruç tutup dua ediyorum ama tek duyabildiğim kafamın içinde dönüp duran kendi sesim.
Danima sam se molio i postio, ali cujem samo svoj glas u glavi.

Dualarımız kabul oldu. Bize geri döndün.
Vratili ste nam se poput vjere.

İdam edilmesi için dua etmiştim.
Molio sam se da bude pogubljena.

" Geceleri dua eden,... kalbi temiz bir erkek bile kurda dönüşebilir, kurtboğanlar çiçek açtığında ve ay sonbaharda parladığında "
Čak i čovjek čista srca, koji se moli noću, može postati vuk kad se pojavi prokletstvo a mjesec na nebu zasija.

Seni için dua ediyordum.
Molila sam se za tebe svake noci.

Selam veren "es-selamu aleyküm (Allah'ın selamı sizin üzerinize olsun)" der, selamı alan ise "ve aleykümü's-selam ve rahmetullah (Allah'ın selamı ve rahmeti sizin üzerinize olsun)" diyerek ilaveli duada bulunur.
I oni će stanovnicima Dženneta viknuti: “Mir vama!” - dok još ne uđu u njega, a jedva će čekati.