utangaç oor Engels

utangaç

Vertalings in die woordeboek Turks - Engels

shy

adjektief

reserved

Ben, utangaç genç adama güzel kıza aşkını ilan etmesini tavsiye ettim.
I advised the shy young man to declare his love for the beautiful girl.

coy

adjektief

bashful, shy

Duygusal ya da utangaç ya da şuh olabilirler.
They can be emotional or coy or seductive.

bashful

adjektief

İnsanların eşyalarını karıştırma konusunda hiç utangaç olmadın Tony.
You've never been bashful about going through people's belongings.

sheepish · retiring · timid · diffident · skittish · blate · selfconscious · shamefaced · self-conscious · timorous · backward · strange · mean · embarrassed · inhibited · sheepishly

voorbeelde

Hadi. Utangaç olma.
Come on. Don't be shy.

Helene kendi okumak için fazla utangaç, değil mi Helene?
Helene is a bit too shy to do it herself, isn' t that so Helene?

Çok ürkek ve utangaçtı.
She was mousy and she was shy.

Ben küçükken utangaçtım.
When I was little, I was shy.

Çok utangaçtı.
Erm, she was quite shy.

Kyle utangaç ve sessizdir
Kyle is shy and quiet

O hep utangaç, hep içine dönük, hep yalnız.
Because he was shy, very reserved, always alone...

Arkadaşım yüzünden özür dilerim, kendisi biraz utangaç
I' m sorry about my friend, she' s a little prudish

Utangaç mıydın?
You were shy?

Ben utangaç olmayacağım.
I won't be shy.

Başkalarına röportaj vermeyen utangaç kızı hatırladın mı?
Remember that shy girl that wouldn't let herself be interviewed by the others?

Utangaç olma delikanlı.
Don't be shy, muchachos.

Ben utangaç değilimdir.
I don't get shy.

Utangaç biraz.
He's shy.

Ah, bugün utangaç.
Aw, she's shy today.

Nihayetinde anne veya babalarıyla karşı karşıya geldiklerinde ise çocuklar çoktan yorulmuş, utangaç, sessiz ve hatta üzgün olabilirler.
And when they get through to see their parent, they may be tired from a long journey, shy, tongue-tied, even upset.

Tom utangaçtı.
Tom was shy.

Utangaç, açılmak için uzun zaman gerektiren aşk kısa sürede büyük bir ihtiras halini alıyor.
This shy, timid love, so long in coming to flower, quickly developed into a whole-hearted passion.

Biraz utangaç.
He's a bit shy.

Mary çok utangaç bir kız.
Mary is a very shy girl.

Bu kadar utangaç olma küçüğüm.
Don't be so shy, little one.

Tom son derece utangaçtı.
Tom was remarkably shy.

O artık eski utangaç çocuk değil.
He is no longer the shy boy he was.

Biraz utangacım.
I'm a bit shy.

Tom muhtemelen utangaç olmayacak.
Tom won't likely be shy.