Cezayir oor Frans

Cezayir

[ʤɛ.zɑː.jiɾ], /ʤe'zaːjiɾ/ eienaam

Cezayir (şehir)

Vertalings in die woordeboek Turks - Frans

Algérie

eienaam vroulike

Pays du Mahgreb.

Nadif'i tutukla ve ben de ona Cezayir'de birçok hafta sonu ayarlayayım.
Arrêtez Nadif et je lui organiserai un petit séjour en Algérie.

Alger

eienaam

Plus grande ville et capitale de l'Algérie.

Cezayir Çocuk Mahkemesi; yıkıcılıktan bir yıl islahevi
Tribunal pour mineurs d' Alger, un an de maison de redressement pour actes de vandalisme

algérien

adjektief manlike

Bir erkek arkadaşı varmış, Cezayir asıllı bir Fransız.
Elle avait un petit ami français, d'origine algérienne.

La Blanche

Plus grande ville et capitale de l'Algérie.

République algérienne démocratique et populaire

eienaam vroulike

Pays d'Afrique du Nord ayant Alger pour capitale.

cezayir

Vertalings in die woordeboek Turks - Frans

algérie

Nadif'i tutukla ve ben de ona Cezayir'de birçok hafta sonu ayarlayayım.
Arrêtez Nadif et je lui organiserai un petit séjour en Algérie.

alger

Cezayir Çocuk Mahkemesi; yıkıcılıktan bir yıl islahevi
Tribunal pour mineurs d' Alger, un an de maison de redressement pour actes de vandalisme

Soortgelyke frases

cezayir menekşesi
pervenche · pervenche de madagascar

Cezayir sıvacı kuşu
Sittelle kabyle

Cezayir Bağımsızlık Savaşı
Guerre d’Algérie

Cezayir Bayrağı
Drapeau de l’Algérie

Cezayir Demokratik Halk Cumhuriyeti
Algérie · République Algérienne Démocratique et Populaire · République algérienne démocratique et populaire

Cezayir menekşesi
Petite pervenche

voorbeelde

Cezayir, tarım reformu ve ağır sanayinin modernizasyonu yoluyla iktisadını canlandırmayı denemiştir, ancak petrol ve doğal gaz kökenli ürünler hâlâ ihracatın neredeyse tamamını oluşturur.
L’Algérie a su diversifier son économie en réformant son système agraire et en modernisant son industrie lourde, mais les hydrocarbures constituent encore la quasi-totalité des exportations.

Bir erkek arkadaşı varmış, Cezayir asıllı bir Fransız.
Elle avait un petit ami français, d'origine algérienne.

İstihbarat hâlâ Cezayir'deki bölgeden 25 km uzaklıkta olduğunu düşünüyor.
Les renseignements le situent encore en Algérie à 25 km de l'enceinte.

Cezayir doğumlu.
Né en Algérie.

Cezayir şarabına karşı bir şeyin var mı?
Vous n'avez rien contre le vin algérien?

(1946) GEÇMİŞİ OLMAYAN KENTLER İÇİN KÜÇÜK REHBER Cezayir’in yumuşaklığı daha çok İtalyansıdır.
(1946) PETIT GUIDE pour des villes sans passé Retour à la table des matières La douceur d'Alger est plutôt italienne.

Ondan sonraki gün, kendi kendisiyle anlaşamayan Mersault, otomobille Cezayir’e dönüyordu.
Le surlendemain, Mersault, incapable de s'accorder à lui-même, arrivait à Alger en auto.

Hayır Marcel, bunu hiç sanmıyorum, hatta Cezayir'de olsa bile!
Non, Marcel, je ne crois pas du moins... même en Algérie !...

Cezayir Hükümeti'nin saldırıdan haberi var.
Le gouvernement algérien est au courant.

Crescent City suç dalgası bu akşam Bebek Jack Lemoyne ve sekiz adamının Cezayir mahallesindeki restoran bar French Lick'de öldürülmeleriyle daha da şiddetli bir hal aldı.
La vague de criminalité a pris un tournant violent avec le meurtre de Baby Jack et 8 de ses hommes dans son bar-restaurant d'Algiers, The French Lick.

Patricia, Cezayir’de geçirdiği birkaç ayın ardından Fas sınırına ulaştı.
Après plusieurs mois en Algérie, Patricia a rejoint la frontière marocaine.

Onları gönderdikleri şu Afrika Cezayir'i de, ta cehennemin dibi!..
C'est si loin cette Algérie d'Afrique où on les envoie!...

Çekimler için Cezayir'e gitmeden önce bir ara veriyorlardı.
Ils faisaient une pause avant d'aller tourner en Algérie.

İspanyol sığınmacıların GüneyFransa'da başlarına gelenler hakkında duyduklarımız Cezayir'de tekrarlanıyordu.
Ce que nous avions appris de l’accueil réservé aux réfugiés dans le sud de la France se reproduisit en Algérie.

Zamanında Cezayir' de paraşütçü birliklerine kumanda etmiş... yeni OAS örgüt şefi Albay Mark Rodin' in firarda olduğu... ve Avusturya' da bir yerde saklandığı bilinmektedir
On sait déjà que le nouveau chef des opérations de l' O. A. S.,le colonel Marc Rodin, ancien commandant des paras en Algérie a pris la fuite etse cache quelque part en Autriche

İlk önce kısa bir süre kalmak için Cezayir' e uçacağız sonra da...... Bağdat' a uçacağız
Nous allons d' abord à Alger, pour une brève escale, puis à Bagdad

Cezayir'de ne kadar kalacağız?
On va rester longtemps en Algérie?

Bir seferinde Cezayir’de tutsaklara işkence yaptığını itiraf etti bana.
Il m’a un jour avoué qu’il avait torturé des prisonniers en Algérie.

Cezayir’den ayrılmadan önce Arezki ve eşine bir söz vermiştim.
Avant de quitter l’Algérie, j’ai fait une promesse à Arezki et sa femme.

Bu bir Cezayir Aşk Düğümü.
Un nœud d'amour algérien.

Cezayir, Bağdat ya da Aden'den daha kolay olacaktır.
Depuis l'Algérie, ce sera plus simple d'aller à Bagdad ou Aden.

Fransız ve Cezayir İstihbaratı dönmeli.
Les renseignements français et algériens vont nous contacter.

Üç ay boyunca süren müsabakalar ve birkaç galibiyetten sonra, Cezayir’e 18 aylık askerlik hizmetini yapmak üzere çağrıldım.
Après trois mois de compétition, jalonnés de plusieurs victoires, je suis appelé au service militaire. Je ferai 18 mois en Algérie.

Cezayir bize siyasi irtica hakkı verecek ve dağlarda da propaganda yapabileceğiz.
Les Algériens nous offrent l'asile et une villa dans la montagne.

Cezayir’dekilerden çok daha başka bir orman!
Un tout autre bois que ceux d'Algérie !