akıbet, son, sonuç, nihayet, final
akıbet oor Koerdies
akıbet
Vertalings in die woordeboek Turks - Koerdies
dawî
encam
nv. encam, dawî.
1. encam, akam, serencam, aqûbet (ji bo kar an jî rewşekê) * düşüncenizin akibeti kötü olur encama ramana we wê xerab be m 2. dawiya dawî de h ~ ine uğramak aqûbeta (yekî) hatin serê (yekî) * Kristof Kolomb’un akibetine uğramak istemiyorum ez naxwazim aqûbeta Kristof Kolomb bê serê min
Geskatte vertalings
Vertoon algoritmies gegenereerde vertalings
Soortgelyke frases
voorbeelde
Advanced filtering
Voorbeelde moet herlaai word.
Cumartesi İnsanları bugün Adalet Bakanlığı’na yürüdü ve burada eylem yaptılar, kaybedilen yakınlarının akıbetini sordular.
Ew ji min direve.Bianet Bianet
"Hüseyin’in akıbeti konusunda hiçbir şey yapmayan devlet 2003 yılında onu askerliğini yapmamış diye vatandaşlıktan çıkardı.
Vê & girêdanê li bijareyan zêde bikeBianet Bianet
“En az üç kişi daha benzer koşullar altında kaçırılmış olmakla birlikte, bu kişilerin akıbeti henüz bilinmiyor.
Çira em diçerçirin?Bianet Bianet
Fatma Morsümbül, Galatasaray Meydanı'nda çocuklarının akıbetini arayan Cumartesi Anneleri'nden biri oldu. Çok kez gözaltına alındı.
Gelo em ecêbmayî dimînin, wekî ew dinya ku tije telî-tengasiyadane, malbet rastî çetinaya tê?Bianet Bianet
Halkların Demokratik Partisi (HDP), akıbeti konusunda 10 gündür sağlıklı bilgi alınamayan Mardin Nusaybin’e bağlı Kuruköy (Xerabê Bavaköyü) için uluslararası kurumlara acil bir çağrıda bulundu.
Ewa yeka li ser temamiya dinyayê bela bûye.Bianet Bianet
5 sinne gevind in 1 ms. Hulle kom uit baie bronne en word nie nagegaan nie.