İkbal
voorbeelde
Advanced filtering
O senin ikbal anahtarın. Yarın gece, onun sayesinde geçeceksin altın yoldan.OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Akılla, ölçüyle ikbal ve refahlarını dizginleyemeyenlerin sonu budur.Literature Literature
Belki de Estraven'in daha bir yıldan kısa bir süre önce içinde bulunduğu ikbal yolunda yükseliyordu.Literature Literature
Bunlar; gözde, ikbal ve peyk olarak adlandırılırlardı.WikiMatrix WikiMatrix
ikbal, neden böyle yapıyorsun?OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Ahmed Han ve ikbal, Güney Asya ve ötesinde önemli kültürel ve entelektüel kuvvetlerdi.Literature Literature
Nazizmin ikbal yıllarındaysa iki polisin canını cehenneme göndermişti Moskova'ya sığınmadan önce.Literature Literature
Yine de onların dediği gibi bu ikbal çocuklarına kalmayacak.Pek çok kralın kökü ve babası ben olacağımopensubtitles2 opensubtitles2
Allama Ikbal şehrinde, 730 Nizam.QED QED
Bir grup Beamount ikbal düşkünüyle takılmak pek benim olayım değil, kardo.OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Bugün İslâm âleminin istikbal ve ikbali, tamamen Kur’ân’a teveccühe bağlıdır; Hz.Literature Literature
Sayın dostumuzun son zamanlarda ikbalden düştüğünü gösteren başka belirtiler de eksik değildi.Literature Literature
Aynı şeyleri umutsuzluktan tekrarlıyor diye düşünürdüm, saraydan beklediği ikbalin işaretlerini alamadığı için.Literature Literature
Yine de onların dediği gibi bu ikbal çocuklarına kalmayacak.OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Akılla, ölçüyle ikbal ve refahlarını dizginleyemeyenlerin sonu budur.»Literature Literature
Yine de onların dediği gibi bu ikbal çocuklarına kalmayacakopensubtitles2 opensubtitles2
Bakanlar, ülkelerinin değil ikballerinin derdindeydiler.OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
24 sinne gevind in 7 ms. Hulle kom uit baie bronne en word nie nagegaan nie.