enjoué oor Turks

enjoué

/ɑ̃ʒwe/, /ɑ̃.ʒwe/ adjektief manlike

Vertalings in die woordeboek Frans - Turks

neşeli

naamwoord

Si les gens vraiment heureux et enjoués te rendent malade, tu voudras rester au loin.
Eğer mutlu, neşeli insanlara kıl oluyorsan uzak dur.

oyunbaz

naamwoord

oyuncu

naamwoord

voorbeelde

On se lasse pas du vieil homme enjoué.
Neşeli ihtiyara herkes bayılır.

Je suis toute enjouée.
Hemen çözümler bulurum.

Pour une jeune mariée, tu n'as pas l'air très enjouée.
Taze bir gelin olarak pek havalarda uçuyormuş gibi görünmüyorsun.

Elle est plus enjouée que d' habitude
Her zamankinden daha bıçkın gibi

Certainement pas une idiote enjouée... aujourd' hui... ou aucun autre jour de ma vie
Kesinlikle geveze bir idiot değilim.Bugün...... ya da hayatımın başka herhangibir gününde

Je suis peut-être trop enjouée.
Belki de şımarık olduğumu düşünür.

Revenons en arrière, voici mon regard excité et enjoué, car tout ce que j'espérais s'est en fait concrétisé, et de quoi s'agit-il ?
Geriye dönersek, bu benim heyecan ve sevinçli halim, çünkü bütün umut ettiklerim gerçekten gerçekleşiyor, ve nedir bu umut ettiklerim?

Nous allons au meeting, ce soir», dit Marion à Anna dune voix enjouée et fautive.
“Bu gece büyük toplantıya gidiyoruz da,” dedi Marion Anna’ya, suçlu ve neşeli bir biçimde.

“ Tout le monde pensait que j’étais un ministre à plein temps heureux et même enjoué.
“Herkes benim mutlu ve neşeli bir dolgun vakitli vaiz olduğumu düşünürdü.

On cherche une dame enjouée aux cheveux blancs.
Neşeli, beyaz saçlı bir hanım arıyoruz.

Il règne une espèce de guerre enjouée entre elle et le seigneur Bénédick.
Sinyor Benedick'le aralarında neşeli bir savaş vardır.

Il était enjoué.
Çok hareketli biri.

NOTES EN VUE D’UN RAPPORT À L’ÉKUMEN, 93/1334, PAR LE MOBILE GERINDU’UTIAHAYUDETWE’MENRADE ENJOUEMENT 34/223.
SEYYAR GERİNDU’UTTAHAYUDETWE’MENRADE NEŞE’NİN EKUMEN’E VERDİĞİ RAPORDAN ALINAN NOTLAR, 93/1334 34/223.

Je l'ai joué avec bravoure et enjouement.
Onu kasten gösterişli oynadım ben.

Tu te demandes pourquoi on est pas enjoués?
Neden moralimizin yüksek olmadığını mı merak ediyorsun?

Un an plus tard, Enjouement lança un appel radio à sa navette et quitta Seggri pour retourner sur Hain.
Bir yıl sonra Neşe kendisini indiren araçla radyo bağlantısı kurmuş, Seggri’den ayrılarak Hain’e gitmiştir.

Mais j'ai compensé grâce à mon naturel enjoué.
Ama bunu parlak doğamla uydurdum.

La brise enjouée caresse les fleurs
Şakacı hafif bir esinti çiçekleri okşuyor.

Je ne t' ai pas vu si enjoué depuis que tu as fait cette passe- qui a fait gagner les Crows
Seni Kargaları eyalet şampiyonu...... yapan pası attığından beri bu kadar heyecanlı görmemiştim

Ta fiancée apprécierait que tu sois plus enjoué.
Eminim nişanlın da daha güneşli bir damadı takdirle karşılardı.

C’était une femme enjouée, d’une énorme vitalité, qui a passé sa vie dans des flambées de rires.
Annem son derece sevecen ve hayata bağlı bir kadındı; ve hayatı kahkahalarla geçmiştir.

Parce qu' il est honorable, vaillant et enjoué
Çünkü çok onurlu, centilmen ve iyi huylu biri

Grosse et enjouée?
Şişman ve neşeli mi?

Chris surestimait les clients, pour qu'ils soient heureux et enjoués.
Chris herkesi gaza getirir,... onları mutlu ederdi.

Sois enjoué.
Yüzünü hazırla.