imbattable oor Turks

imbattable

adjektief manlike

Vertalings in die woordeboek Frans - Turks

yenilmez

naamwoord

Chaque armée était écrasante, mais combinées, elles étaient imbattables.
Her iki ordu da kendi doğrularını savunuyordu ama bir araya geldiklerinde yenilmez bir ordu oluşturuyorlardı.

voorbeelde

Imbattable!
Bana Sevimli Willie derlerdi.

Leurs archers sont imbattables.
Onların okçusu yenilmez.

Mais les Nielsen sont imbattables.
Nielsen ikizlerinin rakipsiz olduğunu sanıyordum.

C'est un homme qui combat un ennemi imbattable.
Yenilmez düşmanla savaşan adamdı.

Je me suis toujours dit que j'étais imbattable.
Kendime " Yenilmez " derim.

Et leur équipe va être imbattable.
Durdurulamayacak bir takım olma yolundalar.

On combat un ennemi imbattable.
Yenilmez bir düşmanla savaşıyoruz.

Je connais un boxeur imbattable.
Ona kafes dövüşünde kazanacağı bir tüyo vereceğim.

J'ai entendu dire que Musashi était imbattable.
Musashi'nin benzersiz bir kılıç ustası olduğunu duydum.

Chaque armée était écrasante, mais combinées, elles étaient imbattables.
Her iki ordu da kendi doğrularını savunuyordu ama bir araya geldiklerinde yenilmez bir ordu oluşturuyorlardı.

Howe a profané les morts pour fabriquer une armée imbattable, nécessitant une arme indomptable pour pouvoir l'arrêter.
Howe yenilmeyen bir ordu yapmak için ölüme saygısızlık etti ve bunu durdurmak için de yenilmez bir silah yapmak gerekti.

La Crotte était imbattable.
Tezek'i kimse geçemedi.

Dans ce qui m'intéressait, j'étais imbattable.
Sevdiğim şeylerde alt edilemezdim.

Imbattable!
Onu yenemiyorum.

lls se battent mais le systéme est imbattable
Mücadele ediyorlar ama sistemi yenemezsin

Tu es imbattable!
Kırmız bölge'de çok iyisin!

Il fut chef du symphonique de Gothenburg, et c'est un exemple imbattable Il fut chef du symphonique de Gothenburg, et c'est un exemple imbattable pour les jeunes musiciens d'Amérique latine et du monde.
Daha once, Gothenburg Senfoni Orkestrasini da yonetmisti, o, Latin Amerika ve dunyadaki genc muzisyenler icin essiz bir ornek teskil ediyor.

Donnez-moi 6 mois, je suis imbattable.
Altı ay verirsen, rakip tanımam.

Gloria a un record imbattable!
İhtiyar Gloria'nın inkâr edilemez bir kaydı var baba.

Imbattable à la balle ovale.
Ne zaman bunlardan kurtulacağım?

On est imbattables.
Hiçbir şey bizi alıkoyamaz.

Normalement ils sont imbattables.
Genelde durdurulamazdırlar, Bo.

Imbattable.
rakipsizim.

Au Cameroun, question coût et rapidité, ce moyen de transport est imbattable.
Ucuz ve hızlı olmasından dolayı bu popüler ulaşım yolunun Kamerun’da rakibi yoktur.

Jessi et toi formez une combinaison imbattable.
Sanırım sen ve Jessi yenilemez bir çift oldunuz.