rat d'égout oor Turks

rat d'égout

manlike

Vertalings in die woordeboek Frans - Turks

sıçan

naamwoord

C'est le pire des rats d'égout de tout Damas.
O Şam'ın iğrenç sıçanı.

fare

naamwoord

Si ces rats d'égout voulaient se venger, elle ne compterait pas sur votre protection.
O lağım fareleri misilleme peşindelerse dul kadıncağız sizin korumanıza bel bağlayamayacağını biliyor.

voorbeelde

Rappelez à ces rats d'égout les bases du combat, et je changerai peut-être d'avis.
Şu lâğım farelerini savaşın temel kuralları hakkında bilgilendir belki ondan sonra düşünebilirim.

Toujours essayer de m'entraîner sous terre avec vos rats d'égout.
Beni hep siz lâğım fareleri gibi yerin altına indirmeye çalışıyorsunuz.

Ce gros porc, avec ses rats d'égout.
Ralphy lağım fareleriyle birlikte.

Rien de plus que des rats d'égouts.
Sokak farelerinden farkınız yok

Mais si les rats d'égout le peuvent, vous aussi.
Ama lâğım fareleri yapabiliyorsa, sen de yaparsın.

Comme j'admire le s rats d'égouts de Gaza!
Gazze'nin lağım sıçanlarını beğendiğim kadar!

Chacun récoltera ce qu’il aura semé, depuis le plus grand seigneur jusqu’au plus infime rat d’égout.
En soylu lorddan en aşağılık lağım faresine kadar her adam ektiğini biçecek.

Tu es un petit rat d'égoût.
Sen bir sokak faresisin.

Tu as moins d'humanité qu'un rat d'égout.
Bir lağım faresinden bile daha az insanlığınız var.

Et comment oublier ce rat d'égout?
Kim sevgili Fare Çocuğu unutabilir ki?

Pire que les rats d'égout.
Lağım farelerinden de kötüler.

On va piéger ce rat d'égout.
Şu fareyi kapana sıkıştıralım.

Qu'est-ce que tu fixes, rat d'égout?
Neye dikilmiş bakıyorsun sen, iskele sıçanı?

Des rats d'égouts.
Metro fareleri.

Fantastic Jack et les Rats d'Égouts.
Fantastik Jack ve Hurdalık Sıçanları.

Qu'est-ce qu'un rat d'égout fait avec ça?
Senin gibi bir leş faresinde kılıcın ne işi var?

Les avocats dans les dommages corporels sont des rats d'égoût, c'est ça?
Kişisel yaralanma avukatları fırsatçıdırlar, öyle değil mi?

On dirait que tes rats d'égouts ne sont pas si loyaux que ça.
Lağım farelerin umduğun gibi sana sadık kalmamışlar anlaşılan.

Tous nés et élevés à la campagne, pas un rat d'égout parmi eux.
Her biri doğma büyüme buralı.

Sors donc ta petite tête d'obsédé de la toilette, rat d'égout.
Küçük komik şekilli kafanı oluktan çıkar, sincap.

Rat d'égout?
Fare Çocuk mu?

Hé, rat d'égout.
Hey, lağım faresi.

C'est le pire des rats d'égout de tout Damas.
O Şam'ın iğrenç sıçanı.

Un certain Stone, mi-chinois, mi-rat d'égout de Hong Kong.
Stone adında bir adam, yarı çinli yarı Hong Kong'lu bir lağım faresi.

Plutôt élégant pour un rat d'égout.
Fare yuvasında böyle lüks bir şey.