tomate oor Turks

tomate

naamwoord manlike

De 1 e 2 (fruto do tomateiro)

Vertalings in die woordeboek Portugees - Turks

domates

naamwoord

De 1 e 2 (fruto do tomateiro)

Uma das refeições preferidas de Tom é queijo grelhado com sopa de tomate.
Tom'un sevdiği yemeklerden biri domates çorbası ile ızgarada pişirilmiş peynirli sandviç.

taşak

naamwoord

Glândula do sexo masculino que produz o esperma e as hormonas masculinas, que se encontram em alguns animais.

Bazı hayvanlarda bulunan, sperm ve erkek üreme hormonları salgılayan, erkek üreme bezi.

Wilder, vai preparar uma chávena de chá de escrita. E mergulha os tomates nela.
Vahşi çocuk, git kendine bir kelime çayı yap ve taşaklarını içine batır.

testis

naamwoord

Glândula do sexo masculino que produz o esperma e as hormonas masculinas, que se encontram em alguns animais.

Bazı hayvanlarda bulunan, sperm ve erkek üreme hormonları salgılayan, erkek üreme bezi.

Não é sempre que posso conhecer alguém que começou a vida nos tomates do meu herói.
Her gün hayati kahramanimin testis torbasindan baslayan biriyle tanisma sansine erismiyorum.

yumurta · domat · haya · altopak · banadura · husye · pamidor · er bezi

Tomate

Vertalings in die woordeboek Portugees - Turks

Domates

Soortgelyke frases

extrato de tomate
domates suyu

Sopa de tomate
Domates çorbası

Molho de tomate
domates sosu

suco de tomate
domates suyu

molho de tomate
salça

voorbeelde

Senhor, nós capturamos um tomate gigante.
Efendim büyük bir domates yakaladık.

Uma pena nos tomates e uma pena no cu.
Bir tüy taşaklarında, diğeri de götünde.

Não sejas um cavalheiro e vai-lhe aos tomates!
Beyefendiliği bir kenara bırak, yapış taşaklarına.

Teve tomates, para vir cá.
Buraya gelecek kadar taşaklıymışsın!

Não, é o molho de tomate.
Hayır, domates sosu.

Ele é que tem tomates.
Bayağı da taşaklı biriymiş.

" Tomates do Caputo "?
" Caputo'nun kıç kıllarındaki boklar " mı?

Centenas de barraquinhas e vendedores se alinham nas ruas com suas mercadorias: montes de pimenta-malagueta, cestos de tomates maduros, bastante quiabo, rádios, guarda-chuvas, barras de sabão, perucas, utensílios de cozinha e uma grande quantidade de roupas e sapatos usados.
Sokaklara yüzlerce tezgâh dizilmiş ve satıcılar mallarının başında duruyorlar: küme halinde kırmızı ve yeşil biberler, sepet sepet domatesler, yığın yığın bamyalar; bunların yanında radyolar, şemsiyeler, sabunlar, peruklar, kap kacak ve bir yığın ikinci el ayakkabı ve giysi.

Os tomates no chão, meninos.
Amcıklarınız asfalta yapışsın.

E tens tomates!
Ve bizi topa tutacaksın!

Este tomate será catchup Heinz.
Bu domates Heinz ketçap olacak.

Acho que não tens tomates.
Taşşakların olduğunu hiç sanmıyorum.

Tomate!
Domates!

" Bacon, limão ed tomate " - - Era um apelido..
" Domuz pastırması, marul ve domates " - - bir takma isimdi.

Não têm um bom molho de tomate, nem salsichas e põem ananás na pizza.
Ne lezzetli bir acı sosları var ne de sosisleri ve pizzanın üstüne ananas koyuyorlar.

Marcela, os tomates!
Marsala beş para etmez.

Tens tomates, admito.
Mezarlarınız hazırlanacak, Bunu söyleyebilirim size.

Sim, consegui os tomates.
Evet domates var.

Tomates.
Domates.

Você quer melancias do tamanho de balões ou tomates que busquem gravetos?
Amacın ne? Meteoroloji balonları ebadında kavun mu ya da insanları sopalamak için domates mi, ha?

Suco de tomate também parecia ajudar.
Domates suyu da ona iyi geliyordu.

Entretanto, se vocês olharem para esse tomate mais uma vez, vocês irão notar que a luz passa pelo tomate e continua a brilhar.
Eğer bu domatese tekrar bakacak olursak, farkettiğiniz üzere, ışık domatesin üzerinden geçerken, domates parlamaya devam ediyor.

Ele destruiu a casa de um homem e depois acertou-lhe nos tomates.
Daha yeni birinin evini basıp adamın taşaklarını ezdi.

Este é o que só tem um tomate?
Tek testisli çocuk mu bu?

Apanhaste-lo pelos tomates?
Taşaklarından mı yakaladık?