ünlü oor Katalaans

ünlü

/unɫu/ adjektief, naamwoord

Vertalings in die woordeboek Turks - Katalaans

vocal

naamwoord vroulike

famós

naamwoord

Babası ünlü bir piyanist olan bir arkadaşım var.
Tinc un amic el pare del qual és un pianista famós.

celebritat

naamwoord vroulike

Ne yazık ki, iki yıl önce neredeyse ünlü olan dedektif için artık çok geç.
Per desgràcia, això arriba massa tard per al detectiu, qui va esdevenir una celebritat fa dos anys.

estel

naamwoord manlike

estrella

naamwoord vroulike

Artık ünlü biri oldun dostum.
Ets una estrella de rock.

Ünlü

eienaam

Vertalings in die woordeboek Turks - Katalaans

Vocal

famós

adjektief

Babası ünlü bir piyanist olan bir arkadaşım var.
Tinc un amic el pare del qual és un pianista famós.

Soortgelyke frases

Büyük ünlü uyumu
harmonia vocàlica

Ünlü düşmesi
neutralització

ünlü uyumu
harmonia vocàlica

Kapalı ince yuvarlak ünlü
vocal tancada anterior arrodonida

voorbeelde

James Nelson'ın verdiği ders, Paul Samuelson'ın ünlü kitabına dayalıydı.
El curs va ser impartit per James Nelson, i estava basat en un llibre de text de Paul Samuelson.

Albüm adını Aldous Huxley'in ünlü romanı Brave New World'den almaktadır.
El nom de l'oficial Huxley és una referència a Aldous Huxley i la seva novel·la futurista Un món feliç.

Moshe Safdie ve Robert Venturi ünlü öğrencileridir.
Entre els seus alumnes hi hagué Moshe Safdie i Robert Venturi.

Özellikle ünlüler... çünkü son derece cesur eylemleri hem de güpegündüz yapmaya olanak sağlarlar.
Particularment cèlebres perquè permeten en ple dia accions d'una audàcia extrema.

Böylece 50 yaş civarında ünlü olabilir, ve hayatınızın sonrasını çok ama çok ünlü geçirebilirsiniz.
En aquest cas seràs famós quan tinguis gairebé 60 anys, i seràs molt i molt famós després.

Göl balıklarının havyarı da ünlüdür.
També són molt coneguts els mercats del Caire.

John Stuart Mill'in ünlü görüşüyle "İngiliz Tarihi yönünden, Maraton Muharebesi Hastings Muharebesi'nden dahi daha önemlidir."
En aquesta obra en Fuller recorda la famosa opinió d'en John Stuart Mill que la batalla de Marató va ser un fet encara més decisiu per la història britànica que la batalla de Hastings.

Bu gördüğünüz ünlü bir insanın normal grafiğini gösteriyor. her geçen gün daha ünlü oluyor, ama eğer Almanca kayıtlara bakarsanız,
I això sembla la trajectòria normal de una persona famosa.

Bunların yanı sıra omleti, paella adındaki İspanyol pilavı ve tapas adı verilen mezeleri dünya çapında ünlüdür.
Però els seus plats més coneguts arreu del món són la truita de patates, la paella i les tapes.

Ayrıca konuşmaları da renge çevirebiliyorum. Örneğin bunlar çok ünlü iki konuşma.
I també les veus, puc transformar els discursos en color, per exemple, aquests són dos discursos molt famosos.

En ünlü büyücülerden çogunun bir gram bile mantigi yoktur; sonsuza kadar burada kalirlar.""
Molts dels bruixots més reconeguts no tenen ni un bri de lògica i es quedarien tancats aquí per sempre.

Ailesinde birçok ünlü ressam vardı.
En la seva família hi havia notables artistes.

Belki de en ünlü Vareg Muhafızı, geleceğin Norveç kralı Harald Hardråde ("sert-hükümdar") olarak bilinen III. Harald'dır.
Probablement, el membre més famós de la guàrdia varega fou el futur rei Harald Sigurdsson de Noruega, conegut com a Harald "Hardråde", 'l'indomable'.

Gelen ünlülere absürt şakalar da yapmaktadır.
Ambdos han realitzat moltes bromes a personatges famosos.

Ben ünlü bir oyuncu olursam ve taşınmam gerekirse sen de benimle gelirsin.
Si em converteixo en una actriu famosa i m'he de mudar, tu simplement vindries amb mi.

General Nguyễn ve ünlü fotoğrafı ile ilgili olarak, Eddie Adams Time'da şöyle demiştir: “ General Viet Kongluyu öldürdü; Ben de kameramla generali öldürdüm.
Posteriorment, Adams escriuria al Time: El general (Loan) va matar al Viet Cong; jo vaig matar al general amb la meva càmera.

"Ünlüler geleceğin starını seçiyor!".
Prepareu els vostres descendents per al futur".

Ve en ünlü vaka da aslında 60 milyon dolarlık hükümet parasının bir burslar serisinde dağıtıldığı, ve bu bursların tanıtımının yapılmadığı vesaire vesaire, bizim Gizli Burs Skandalı olarak adlandırdığımız vakadır.
I el cas més famós va ser el que es va anomenar l'Escàndol de la beca secreta, en el que uns 60 milions de dòlars de diners del govern que es van repartir mitjançant una sèrie de beques, i les beques no s'havien anunciat, etcètera, etcètera.

Eğer ünlü bir çocuğumuz olursa ismini bu koyacağımızı söylemiştik.
Vam dir que si algun dia teníem un fill famós li posaríem així.

Her şarkıcı Avrupa çapında ünlü sanatçı.
Totes les cantants són artistes de fama europea.

O ünlü sikin çok değerli olmalı.
Deus apreciar molt la teva famosa polla.

(Döven balina). - Bu sayın bay, düşmanlarını dövmek için bir değnek gibi kullandığı kuyruğu ile ünlüdür.
Aquesta dama és famosa per la seva cua, que utilitza com a fèrula per fuetejar els seus enemics.

Kızıl Ekim Çelik Fabrikası, Traktör Fabrikası ve Barrikadi Top Fabrikası için yapılan çatışmalar dünyaca ünlü olmuştur.
Els combats a la fàbrica d'Acer Octubre Roig, a la fàbrica de tractors Dzerjinski i a la fàbrica de canons Barrikadi esdevingueren famosos.

Bir kimsenin herhangi bir zamandaki ün miktarı, kabaca ünlü olmadan önceki ve ünlü olduktan sonraki ün miktarlarının ortalaması olmalıdır.
Una expectativa raonable és que la fama d'algú en un període donat de temps hauria de ser, més o menys, el promedi de la seva fama anterior i la seva fama posterior.

Ünlü bir İspanyol asilzadesi olan Luis de Guzmán, Kutsal Kitabı castizo (öz) İspanyolcaya çevirmesi için Moisés Arragel isimli bir hahamı görevlendirdi.
Luis de Guzmán, un noble espanyol, va encarregar al rabí Moisés Arragel la traducció de la Bíblia al castellà pur, o castís.