müstakil ev oor Tsjeggies

müstakil ev

Vertalings in die woordeboek Turks - Tsjeggies

rodinný dům

voorbeelde

Apartmanda mı oturuyorsun?- Müstakil evde
Žijete v bytě?

Bu Müstakil Ev Sahipleri kural kitabıdır.
Tohle jsou pravidla AMD Shady Glade.

Babam yarı müstakil evi ve bir paket sigarası olduğu için kendini şanslı sayıyordu.
Můj otec si myslel, že je šťastný, když má dvojdomek a balíček cigaret.

Babam yarı müstakil evi ve bir paket sigarası...... olduğu için kendini şanslı sayıyordu
Můj otec si myslel, že je šťastný, když má dvojdomek a balíček cigaret

Hayır, sanırım yarı müstakil evdi.
Ne, myslím, že to byla ta polořadovka.

İşte o zaman yarı müstakil eve taşınmıştık
Tehdy jsme se přestěhovali do polořadovky

Müstakil evlerde zenginler yaşar.
Domy jsou pro bohaté.

Bu Müstakil Ev Sahipleri kural kitabıdır
Tohle jsou pravidla AMD Shady Glade

Müstakil ev için çok zengin.
Na řadovej barák je moc fajnovej.

New York'da müstakil evler yok mu?
Copak v New Yorku nejsou domy?

Sonra bir gece, şehir dışındaki müstakil evleri gezerken... yıldızları görmüş.
Pak byla jednou na předměstí, a tam je uviděla.

O zaman müstakil evlerde oturanların niye zengin olduklarını anlamış.
Tenkrát jí došlo, proč jsou lidi z předměstí bohatý.

Galiba ben müstakil ev istiyorum.
Myslím, že chci dům.

Bu yüzden istedim,... müstakil evi, golf sahasını.
Tak jsem sehnal dům u golfového hřiště.

Hayır, sanırım yarı müstakil evdi
Ne, myslím, že to byla ta polořadovka

Parti vermek isteyen gitsin müstakil ev alsın!
Sežeň si dům, když chceš pořádat párty.

İlk iki kurban müstakil evlerde yaşıyordu.
První dvě oběti bydlely v soukromých domech.

Yarı müstakil eve taşınmıştık
Přestěhovali jsme se do polořadovky

Müstakil eve mi taşındın?
Bydlíš ve vlastním domě?

Müstakil evde yaşamayı seviyorduk ama bu tür binalardan da hoşlanıyorduk
Vždycky jsme chtěli žít v domě, ale milujeme mrakodrapy

Hepsi de zengin mahallelerindeki müstakil evler.
Všechny v soukromých sídlech na bohatých předměstí.

Yarı müstakil eve taşınmıştık.
Přestěhovali jsme se do polořadovky.

Bir çarşamba günü birlikte Mukaddes Kitabı tetkik ettiğimiz birine arabamızla giderken, çay içmek için müstakil evlerin bulunduğu bir bölgede bir ağacın altında durduk.
Jednou takhle ve středu, když jsme měly namířeno na naše další biblické studium, jsme si ve městě udělaly pod stromem u silnice pauzu na čaj.

Mayfair'de, müstakil bir evde bıçaklanarak öldürülmüş.
Ubodaná v řadovém domku v Mayfair.

Ayrıca elimizde müstakil bir ev de var.
měli bychom tam i dvojdomek.