sikiş oor Engels

sikiş

naamwoord

Vertalings in die woordeboek Turks - Engels

fucking

naamwoord

Zaten sıkılmıştım senin bu sikiş oyunlarından.
I was getting bored of your fuck-tricks, anyway.

Soortgelyke frases

sikişmek, sikiş
bonk

götten sikiş
ass fuck · bum ravaging

sikişmek, sikmek, sikiş, sikişen kimse, sikici, kab, kahretsin!, hay anasını!
fuck

voorbeelde

Sana uzatılmış bir sikiş vericem!
I'll give you an extensive screw!

Normalde bunun için en azından bir sakso çekmen gerekirdi ama seninle nefret sikişi yapmayı dahi istemiyorum.
Typically I'd ask for a blowjob or something, but I don't want to hate-fuck you.

Önce havamızı bulmamız gerekiyor, sikiş aşkına.
We need to get in the mood, damn it.

Ayrıca, sikişte bir numara olduğunu da söyledi.
He also said you fuck like a champ.

Ama zaten hayatlarını kurtarmak için sikiştiler.
But they've already fucked to save their lives.

Hala devam eden bir şey birazcık sikiş mi oluyor?
How do you fuck a little, by keeping still?

Ve sen tam bitti derken, asıl sikiş o zaman başlar!
Then when you think it's over, the real fucking starts.

Bu kadın benimle sikişsin diye 50 seferdir uğraşıyorum.
And I have tried 50 times to get this woman to come and fuck me.

kaç Dago ampül ışığında sikişti?
How many dagos to screw in a light bulb?

Sikiş makinesi, dostum.
This chair is a fuck machine.

Heike'nin sikiş istediğini biliyorum.
I know Heike wants a fuck.

Biraz şaplak yiyip, azcık kanadıktan sonra bir sikiştik ki oğlum, harbi sikiştik.
And I get spanked and bleed a little and we fucked, boy, we did fuck.

Arkadaşlar ve Rus kadin, bu güneyli domuz pirzola ile... olan şey yaptiğim en iyi sikişti.
Fellas and Russian, that southern fried pork chop is the finest fuck I ever let get away.

Sen önce kendi sikiş işinle nasıl ilgileceğini öğren.
Learn how to mind your own fucking business.

Sikiş için beş dakikan kalır.
That leaves five for the fuck.

7 / 24, derin-sik, düzgün-yürüyemiyorum sikişidir.
Twenty-four seven, deep-dick, can't-walk-right fucking.

İyi bir sikiş istiyorum.
I need a good fuck.

Sikiştik.
We fucked.

Birazcık sikiştik ama o kadar da ibnemsi değildi.
Well, I fucked you a little, but it wasn't all faggy.

Sikişte üstüme adama tanımam, Tanya!
I'm great at fucking, Tanya.

Sikiştin mi, sikişmedin mi?
Did you or did you not fuck?

Sikiştiniz mi?
Did you fuck?

Bu yüzden, elimizden geleni yapmamız gereken bu zamanda muhtemel oyalanma ve gecikme de düşünüldüğünde belki hepimiz, bu seferlik sikiş çadırından vazgeçebiliriz.
So given the potential for distraction and delay at a time that we need to be at our best, perhaps we can all agree to forgo, just this once, a fuck tent.

vahşi ve spontan sikiş, siyah koltuğun üstünde televizyonda " Network " izlerken...
Wild spontaneous fuck on the black vinyl couch while watching " Network " on Tv.

Sikiş kelimesi aşk yapmak anlamına geliyordu, ve aynı zamanda hayat vermek anlamına.
All fuck ever meant was to make love, and to make life at the same time.