Şeyh oor Yslands

Şeyh

Vertalings in die woordeboek Turks - Yslands

Sjeik

Milyonlarca doları olan bir şeyh Atlantic City'i yeniliyor, benimle dalga mı geçiyorsun?
Sjeik međ hundruđ milljķna til ađ byggja upp Atlantic City?

şeyh

/ʃejh/

Vertalings in die woordeboek Turks - Yslands

sjeik

naamwoord manlike

Milyonlarca doları olan bir şeyh Atlantic City'i yeniliyor, benimle dalga mı geçiyorsun?
Sjeik međ hundruđ milljķna til ađ byggja upp Atlantic City?

voorbeelde

Şeyh için Teterboro'da bir jet istiyorum.
Ég vil fá ūotu handa sjeiknum.

Arap şeyhini ne yapalım?
Hvers vegna ūurfum viđ arabískan sjeik?

Şeyhin İngilizcesinin mistik bir eğilimi var gibi, ne dersiniz?
Talandi furstans er á köflum ansi dulrænn, finnst ūér ekki?

Petrol zengini çılgın bir şeyh.
Rugludallurinn er olíufursti.

Milyonlarca doları olan bir şeyh Atlantic City'i yeniliyor, benimle dalga mı geçiyorsun?
Sjeik međ hundruđ milljķna til ađ byggja upp Atlantic City?

Şeyhin terzisinin elinde bir uydu bazlı ölçüm aygıtıyla beni Londra'da takip etmesi falan?
Hugmyndin um ađ klæđskeri furstans elti mig um alla Lundúnaborg... međ einhvers konar gervihnattarmælitæki?

Şeyh Sayid bunu oldukça iyi bir şekilde yaptı.
Og Sayed sjeik tókst það nokkuð vel.

Şeyh de onaylayacaktır.
Sjeikinn verđur sáttur.

Bana Şeyh'den birçok mesaj getirdi.
Hann færđi mér mörg skilabođ frá sjeiknum.

Şeyh Muhammed diye birini temsil ediyormuş.
Hún er fulltrúi Muhammeds fursta.

O zaman şeyhin özel jetiyle hemen buraya dönersin.
Ūá flũgurđu strax til baka í einkaūotu furstans.

Şeyh Muhammed Thingammy'den 50 milyon.
50 milljķnir... frá dķtaríi Muhammeds fursta.

Ben şeyh.
Ūetta er sjeikinn.

Bu aramızda kalsın, Elise Kraft bir şeyhin aynı isimle başka işler yapabileceğini de bilmiyor.
Okkar á milli myndi hún ekki sjá muninn á sjeik og samnefndri getnađarvörn.

Bana Şeyh Ahmet Bin Talal hakkında ne söyleyebilirsiniz?
Hvađ geturđu sagt mér um sjeik Ahmed Bin Talal?

Şeyhin yatı batarken bize bir veda mektubu yazmışlar. Kıyıya yüzen bir şampanya şişesinde bulundu.
En áđur en snekkja sjeiksins sökk... gátu ūau skrifađ fallegt kveđjubréf... sem fannst samanbrotiđ í kampavínsflösku í brakinu.

Şeyhin bir bildiği vardır.
Mađur veit aldrei međ furstann.

Verdiğin hizmetler şeyh için oldukça önem arz ediyor benim için de.
Ūjķnusta ūín er mikils metin af furstanum... og mér.

Şeyh çok heyecanlı.
Sjeikinn er spenntur.