otobüs durağı oor Portugees

otobüs durağı

Vertalings in die woordeboek Turks - Portugees

paragem

naamwoord vroulike

Chicago'daki bütün trenleri, otobüs duraklarını ve posta kutularını boyadı.
Já marcou linhas de comboios, paragens de autocarros e caixas postais de Chicago.

voorbeelde

Ryan, otobüs durağının desenini bile hazırladım kardeşim...
Ryan, estou a tentar perceber o motivo da paragem de autocarro.

Yarın sabah saat dokuzda otobüs durağında buluşuruz.
Encontre-me amanhã no ponto de ônibus às 9 horas da manhã.

Kazayı sahneledikten sonra, bir ankesörlü telefondan taksi çağırdın sokağın aşağısındaki otobüs durağından seni aldı.
Depois de montar o acidente, usou um telefone para chamar um táxi... que pegou você em uma parada de ônibus na rua.

Otobüs durağında!
Estava em uma rodoviária.

Sadece otobüs durağına kadar.
Apenas até o ponto de ônibus.

Onu hep otobüs durağında ya da tren istasyonunda görürdük.
Sempre o vemos em estações de ônibus e de trens?

Sabah olduğunda kız kendisini eve bırakmanızı istiyorsa uykuya dalmadan önce ona en yakın otobüs durağını gösterin.
Pela manhã, se ela precisar de carona pra casa, mostre a ela o ponto de ônibus mais próximo antes de você voltar a dormir.

Seni bırakırım dedim, sonra içimden " otobüs durağına " dedim.
Eu disse que te daria uma carona e depois sussurrei " para rodoviária ".

25 km uzakta bir otobüs durağı var.
Há uma paragem de autocarro a 25 kms de distância.

Georgia Caddesi'ndeki otobüs durağında gördükleri kadın vardı ya?
Avistaram uma mulher no terminal de ônibus da avenida Georgia...

Otobüs durağına gittim fakat kapalı olduğunu gördüm
Fui para a paragem dos autocarros, mas já estava encerrada

Otobüs durağına veya istasyona gidebiliriz!
Nós vamos para a estação, de trem ou de ônibus.

Chuck Whiting, Buffalo'da bir otobüs durağında tutuklanmış.
O Chuck Whiting foi apanhado numa estação de camionetas em Buffalo.

Otobüs durağında bekleyen bir kız vardı.
Havia uma garota esperando no ponto de ônibus.

Bizi en yakın otobüs durağına götür.
Leve-nos para a rodoviária mais próxima.

Yolun aşağısında, otobüs durağında beklemekteydi.
Ficou esperando na rua, no ponto de ônibus.

Otobüs duraklarında, reklam panolarında...
Pontos de ônibus, outdoors.

Otobüs durağı köşede.
O ônibus para na esquina.

Kyle olsaydı o yaşlı kadını otobüs durağında ekerdi.
Kyle teria largado a triste idosa do ponto de ônibus.

Otobüs durakları tehlikeli yerlerdir.
Rodoviária é um lugar muito perigoso.

Annem otobüs durağının önünden geçerken George utangaç halde orada dikilirmiş.
E ele olhava discretamente para ela na paragem dos autocarros.

Otobüs durağı nerede biliyor musun?
Você sabe onde é o ponto de ônibus?

Gümüş ağacının yukarı tarafında benzin istasyonunun arkasında bir otobüs durağı var
Tem um ponto de ônibus depois do posto de gasolina, ali em cima.

Sen yapabileceğini düşünüyorsun Beni bırak... Bir otobüs durağında falan mı?
Você acha que pode... me deixar... na rodoviária ou algo assim?

O otobüs durağına gitti.
Ele foi para a paragem do autocarro.