otoburlar oor Portugees

otoburlar

Vertalings in die woordeboek Turks - Portugees

herbívoro

naamwoord manlike

Besin bol olduğu sürece, otoburlar birbirlerine oldukça hoşgörülü olabilirler.
Quando há muito alimento, os herbívoros podem ser bastante tolerantes aos outros.

voorbeelde

Ama Oviraptorid'in yuvasında birbirinden alakasız iki embriyo keşfedildiğinde sadece otobur olmadıkları düşünüldü. Ama bunlar yuva yağmacıları da olabilirlerdi.
Mas quando os restos de dois embriões não relacionados foram descobertos em um ninho Oviraptorid, sugeriu que alguns não foram apenas os comedores de plantas mas pode ter sido ninho-raiders também.

Hateg Adası'nda otobur bir deve yetecek kadar yiyecek yoktu.
Na ilha de Hateg, simplesmente não havia alimentos o suficiente para suportar um gigante herbívoro.

Charlie, onlar otobur.
Charlie, esses são herbívoros.

Bu zırhlı otoburlar sıklıkla Iguanodon sürülerinin çevresinde bulunurlar muhtemelen karşılıklı korunma için.
Estes herbívoros blindados são facilmente encontrados perto de manadas de Iguanodontes, presume-se que por proteção mútua.

Bu tuhaf otoburlar topluluğu elbette ki dikkatten kaçmaz.
Esta estranha concentração de vegetarianos não passa despercebida.

Hem etobur, hem otobur yaptım.
Tornei-os omnívoros.

Zararsız bir otobur mu?
" Um inofensivo herbívoro "?

Biz bunu bazı bitkilere saldırıldığında biliyoruz. Otobur caydırıcı toksitleri hızlı bir hareketle aktif ediyorlar.
Sabemos que quando uma planta está a ser atacada ela activa uma toxina de acção rápida que dissuade os herbívoros.

" Önceden brontozor olarak bilinen apatozorlar,...... devasa otoburlar familyasındandır. "
" O apatosaurus, formalmente conhecido como brontosaurus, é da família dos enormes herbivoros. "

Burada hepsi de sınırsız bitki örtüsünden beslenen binlerce otobur var.
Existem milhares de vegetarianos aqui, todos aproveitando ao máximo a alimentação ilimitada.

Ama son yapılan araştırmalar ortaya çıkardı ki keşfedilen 700 türün 3'te 2si otoburdu.
Mas recentes descobertas revelaram que das cerca de 700 espécies descobertas, mais de dois terços eram herbívoros.

Korkutucu görünüşlerine karşın, onlar nazik birer otobur
Apesar do seu aspecto ameaçador, são na verdade herbívoros gentis

Bu dışa maliyetlerle sorun topluma empoze olmak Eğer et yemek ya da değil ki Eğer bir Hepçil olsanız oran otobur Eğer maliyetlerinin bir kısmını ödüyoruz başkasının tüketim.
O problema de imputar estes custos externos à sociedade, é que, comendo ou não carne, sendo um carnista ou um vegetariano, vai pagar parte dos custos do consumo de outros.

Her türlü otoburun korkulu rüyası. "
O tormento dos maconheiros e drogados de toda parte "

Dişleri olmadığından, çoğunlukla otoburdurlar.
Sem dentes, eles eram em sua maioria comedores de plantas.

Otobur.
Herbívoro.

En nihayetinde, otoburlar, sükunetlerini kaybettiler, ve hareket etmeye başladılar.
Eventualmente, os herbívoros perdem sua calma, e começam a se mexer.

Tarihin en büyük otoburu, Sauropods önderliğinde vejeteryanlar hüküm sürüyordu.
Vegetarianos dominavam, liderados pelos maiores herbívoros da história, os Saurópodes.

Baba, bu bir otobur, bu da dinozor adam.
Papá, este é um herbívoro e aquele é o homem dinossauro.

Oviraptorids'in çoğunlukla otobur olduğunu biliyoruz çünkü birkaç şaşırtıcı kanıt bulduk.
Sabemos Oviraptorids eram em sua maioria comedores de plantas por causa de algumas evidências surpreendentes temos encontrado.

İçindeki kurtçuk ve böcek larvaları bu üç tonluk otobura, hareket etmesi için fazladan protein sağlıyor.
os vermes e as larvas de insectos dentro proporcionam um pouco de proteínas extra para manter esta vegetariana de três toneladas em movimento.

Besin bol olduğu sürece, otoburlar birbirlerine oldukça hoşgörülü olabilirler.
Quando há muito alimento, os herbívoros podem ser bastante tolerantes aos outros.

Mamut'lar da diğer pek çok otobur gibi yazın cömertliğinden hoşlanırlar.
Os mamutes são apenas um dos muitos herbívoros que desfrutam da generosidade do verão.

Bu bir otobur, tamamen vejeteryan.
É um herbívoro, vegetariano.