fıtık oor Sweeds

fıtık

/fɯ'tɯk/ naamwoord, Noun

Vertalings in die woordeboek Turks - Sweeds

bråck

naamwoord onsydig

Bu işe sadece fıtık ameliyatımı karşılayabilmek için girdim.
Jag tog bara jobbet för att få råd med en bråck-operation.

Fıtık

Vertalings in die woordeboek Turks - Sweeds

Bråck

Fıtık, karın kaslarındaki bir tür yırtıktır.
Bråck är en muskelbristning i magen.

voorbeelde

Sebebi belirsiz bir kimyasal müdahale alyuvarlarda değişime neden olmuş ve bu da fıtığa sebebiyet vermiş.
En okänd kemikalie ger obalans som startar en tryckändring i de röda... blodcellerna som får dem att brista.

Kendi istediğimi yaparsam konuşma yeteneğini kaybedebilir beyin fıtığı olur ve ölür.
Med mitt sätt kan han mista talförmågan, få bråck och dö.

Ders kitaplarında yazanları yaparsam konuşma yeteneğini kaybedebilir, beyin fıtığı olur ve ölür.
Om vi följer textboken så kan han mista talförmågan, få bråck och dö.

Fıtık için çok gencim.
Jag är för ung för bråck.

Fıtık, karın kaslarındaki bir tür yırtıktır.
Bråck är en muskelbristning i magen.

Bu fıtık, birinin bacakları arasında sıkışmayla ortaya çıkabilir mi?
Kan man få den här hiatushernian av att till exempel klämmas mellan någons ben?

Üzerinde dürbünlü bir fıtık gibi görünüyor.
Ser ut som ett bråck med kikarsikte på.

Haftaya basit bir fıtık ameliyatı olacağım.
Jag åker in för en enkel bråck operation nästa vecka.

Fıtık raporunuzu okudum.
Jag läste din bråckartikel.

Zannedersem fıtık olucam.
Jag tror att jag börjar få bråck.

Fıtık yazınızı okumaya ve bu buluşun uygulamasını yapmaya sabırsızlanıyorum.
Jag är ivrig att få läsa er artikel och omsätta den i praktiken.

Buradan fıtığını patlattığını duyabiliyorum.
Jag kan höra dig popping ett bråck hit.

Amcamda da fıtık vardı.
Min morbror hade bråck.

Sizinle bu hafta sonundaki fıtık semineri hakkında konuşabilir miyim?
Jag ville prata med dig om bråckseminariet.

Dr. Robbins, göğüs röntgen sonuçlarına göre bebekte diyafragmatik fıtık var.
Dr Robbins, barnet har diafragmabråck.

Peki ya fıtık doğuştan ise o zaman ne yapıyorsun?
Och om bråcket är medfött?

Genellikle fıtık olarak bilinir.
Kallas hiatushernia.

Fevkalede fıtık sunumumuz onun cihazı yüzünden arka planda kaldı.
Vår exceptionella bråck-presentation fick spela andrafiol åt hans manick.

Fıtığı tamamen düzelttik.
Vi fixade ditt bråck.

Sen fıtığı olan bir Bask'lısın.
Du är en bask med bråck.

30 saniye içinde ya fıtığını çıkaracak kadar sıkacak onu, ya da suratına tokat atıp dışarı çıkacak.
Antingen kommer hon att krama om honom eller ge honom en örfil.

Fıtık edeceksin beni.
Du ger mig ett bråck!

Biraz gecikme bile safra kanalında fıtığa sebep olabilir.
Förseningen orsakade en bristning i gallan.

Fıtığı bulduğunda haberim olsun.
Säg till när du hittar bråcket.

Bence senin fıtık hastan gösteriyor.
Jag bryr mig inte.