sahip
Definisie in die woordeboek Turks
sahip
[sɑːhip]
sinonieme
ehil · haiz · malik
grammatika
sahip ( definite accusative sahibi, plural sahipler)
(Noun) null
sahip (definite accusative sahibi, plural sahipler) ;; declension of sahip
possessive forms of sahip
chr:sahip
| singular (tekil) | plural (çoğul) | |
|---|---|---|
| nominative (yalın) | sahip | sahipler |
| definite accusative (belirtme) | sahibi | sahipleri |
| dative (yönelme) | sahibe | sahiplere |
| locative (bulunma) | sahipte | sahiplerde |
| ablative (ayrılma) | sahipten | sahiplerden |
| genitive (tamlayan) | sahibin | sahiplerin |
| benim (my) | singular (tekil) | plural (çoğul) |
|---|---|---|
| nominative (yalın) | sahibim | sahiplerim |
| definite accusative (belirtme) | sahibimi | sahiplerimi |
| dative (yönelme) | sahibime | sahiplerime |
| locative (bulunma) | sahibimde | sahiplerimde |
| ablative (çıkma) | sahibimden | sahiplerimden |
| genitive (tamlayan) | sahibimin | sahiplerimin |
| senin (your) | singular (tekil) | plural (çoğul) |
| nominative (yalın) | sahibin | sahiplerin |
| definite accusative (belirtme) | sahibini | sahiplerini |
| dative (yönelme) | sahibine | sahiplerine |
| locative (bulunma) | sahibinde | sahiplerinde |
| ablative (çıkma) | sahibinden | sahiplerinden |
| genitive (tamlayan) | sahibinin | sahiplerinin |
| onun (her/his/its) | singular (tekil) | plural (çoğul) |
| nominative (yalın) | sahibi | sahipleri |
| definite accusative (belirtme) | sahibini | sahiplerini |
| dative (yönelme) | sahibine | sahiplerine |
| locative (bulunma) | sahibinde | sahiplerinde |
| ablative (çıkma) | sahibinden | sahiplerinden |
| genitive (tamlayan) | sahibinin | sahiplerinin |
| bizim (our) | singular (tekil) | plural (çoğul) |
| nominative (yalın) | sahibimiz | sahiplerimiz |
| definite accusative (belirtme) | sahibimizi | sahiplerimizi |
| dative (yönelme) | sahibimize | sahiplerimize |
| locative (bulunma) | sahibimizde | sahiplerimizde |
| ablative (çıkma) | sahibimizden | sahiplerimizden |
| genitive (tamlayan) | sahibimizin | sahiplerimizin |
| sizin (your) | singular (tekil) | plural (çoğul) |
| nominative (yalın) | sahibiniz | sahipleriniz |
| definite accusative (belirtme) | sahibinizi | sahiplerinizi |
| dative (yönelme) | sahibinize | sahiplerinize |
| locative (bulunma) | sahibinizde | sahiplerinizde |
| ablative (çıkma) | sahibinizden | sahiplerinizden |
| genitive (tamlayan) | sahibinizin | sahiplerinizin |
| onların (their) | singular (tekil) | plural (çoğul) |
| nominative (yalın) | sahipleri | sahipleri |
| definite accusative (belirtme) | sahiplerini | sahiplerini |
| dative (yönelme) | sahiplerine | sahiplerine |
| locative (bulunma) | sahiplerinde | sahiplerinde |
| ablative (çıkma) | sahiplerinden | sahiplerinden |
| genitive (tamlayan) | sahiplerinin | sahiplerinin |
Sahip
voorbeelde
Advanced filtering
Gerekli donanıma sahip ekip gelene kadar tüm personeli güvenli bir alana çektim.OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Bunlar zengin ve önemliydi, çünkü vergi toplanması konusunda nihai yasal otoriteye onlar sahipti.Literature Literature
Bugün sahip olduğumuz şans, sadece balıkları geri getirmek değil ama şu bir gerçek ki daha fazla balık getirmek şimdikinden daha fazla insan besleyebilir.ted2019 ted2019
A10X, Apple A10'un bir varyantıdır ve önceki işlemci Apple A9X'den yüzde 30 daha hızlı CPU performansına ve yüzde 40 daha hızlı GPU performansına sahip olduğunu iddia ediyor.LASER-wikipedia2 LASER-wikipedia2
İnsan, tanrılar ve hayvanlardan farklı olarak, kendi varoluş hali ni fiilen aşma olanağına sahiptir.Literature Literature
Hayatïm boyunca sahip olacagïm " artï " bir sakatlïgïm var.OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Bunun üzerinde ciddi biçimde düşündüm. Bir zamanlar güldüğüm, bir eşe, bir eve, çocuklara sahip olmak fikri üzerinde.OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Röportaj konusunda deneyim sahibiydi.Literature Literature
Bir köpek sahibine karşılık verince, sadece bir davranış şekli olabilir.OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Masha Heddle bu hanın sahibiyken, bana verecek bir parça ballı keki mutlaka olurdu.Literature Literature
Örneğin, Kongre (yasama organı), yasa yapma gücüne sahip olmasına karşın, yürütme (Başkan) herhangi bir yasayı veto edebilir, onun bu eylemi de Kongre tarafından geçersiz kılınabilir.WikiMatrix WikiMatrix
Neyse ki gözlüğüne sahip çıkmayı akıl edebilmişti; bu sayede en azından görebiliyordu.Literature Literature
Çünkü Tanrı yoksa, bu hayat... her saniyesi... sahip olduğumuz tek şey.'Literature Literature
Mutluluğun en büyük sırlarından biri isteklerini azaltmak ve önceden sahip olduklarını sevmektir.Tatoeba-2020.08 Tatoeba-2020.08
II. Korintoslular 4:7’ye göre sahip olduğumuz “hazine” (Tanrı’nın zengin eden maddi bereketleri; Tanrısal hizmet; kişinin yeti ve yetenekleri) demektir. [2, kd 10/90 s. 13 par.jw2019 jw2019
Barın sahibi seni hatırlamıyor.OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Bunun ardından 1940’lı yıllarda uzun süreli etkiye sahip olan NPH insülin geliştirilmiştir. ^ "Diabetes Blue Circle Symbol".WikiMatrix WikiMatrix
Disiplinsizler.Sorumluluk sahibi değilleropensubtitles2 opensubtitles2
Pazarın yüzde 65'ine sahipler.OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
1660 yılında İngiliz dramasının, tiyatroların tekrar açılmasıyla, yeniden doğduğu zamanda, baskın olan trajedi tarzı erkek egemenliğindeki güçlü, iktidar sahibi, fatih, saldırgan kahramanları ve onların zafer peşinde koşuşturmalarını konu alan heroik dramaydı.WikiMatrix WikiMatrix
Sanırım benim için söylemesi kolay çünkü sahip olduğun şeylere sahip değilimopensubtitles2 opensubtitles2
Aynı babamın gözlerine sahipsin onun otomotiv bayisini yakmadan önce tabii.OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Kaçamazsın, ama belki de bir süre kendine sahip olabilirsin, belki de en azından gururunu koruyabilirsin.Literature Literature
Sahibi kulaklarını tıkayacak, bu düşünceler uzaklaşıncaya kadar bekleyecekti.Literature Literature
Öyleyse neden o diplomasını almadan bu arabaya sahip olabiliyordu da ben diplomamı beklemek zorunda kalıyordum?Literature Literature
205 sinne gevind in 4 ms. Hulle kom uit baie bronne en word nie nagegaan nie.