اش oor Turks

اش

Vertalings in die woordeboek Arabies - Turks

Eş

(Türkçe) (< eş) tıp. İnsan veya hayvanda yavru doğduktan sonra gelen etsi madde, döl eşi, son, plasenta [halk ağzı. eten, etene’dir].

aş

noun verb

(Eski Türkçe’den beri kullanılır) [Kelimenin Türkçe veya Farsça olduğu husûsunda çeşitli görüşler ileri sürülmüştür] 1. Yenilmek üzere pişirilmiş yiyecek, yemek, taam: Can tatlıdır tatlı câna kıyamam / Meğer ağu yedireler aş ile (Karacaoğlan). Yemek vakti olur. Hacı Bayram kendi eliyle aş dağıtır (Ahmet H. Tanpınar). 2. Muharrem ayında pişirilen aşûre. ѻ Aş pişti, bayram geçti: Olan oldu, yapılacak bir şey kalmadı. Aşta tuzu (maydanozu) bulunmak: Bir işe az da olsa emeği geçmiş olmak, o işe katılmış olmak, çorbada tuzu bulunmak.

eş

noun adverb

(Eski Türk. iş) 1. Çift olarak kullanılan veya bir çift oluşturan iki şeyden her biri, bir teki: “Bu ayakkabının eşi nerede?” 2. Birbirinin aynı olan şeylerden her biri, denk, emsal: “Kırılan bardağın eşini bulamadım.” Ve ağaların tütünlerini, kahvelerini içine gömülüp keyifli keyifli içtikleri bu koltukların kendi oturma odalarındaki sarı kadife koltukların eşi olduğunu görürdü (Sâmiha Ayverdi). 3. Karı kocadan her biri, zevç, zevce [Bu mânâ “arkadaş” anlamından gelmiştir]: Apartmanın altındaki kolacının eşiydi (Ahmet H. Tanpınar). 4. Nitelikleri bakımından denk değerde, tam benzeri, aynı: Aladır gözü de karadır kaşı / Arasan bulunmaz menendi eşi (Karacaoğlan). Dünyâda hakîkaten eşi görülmemiş bir zâlimdir (Ömer Seyfeddin). Bir an geldi ki ömrümde eşini tatmadığım bir ferahlık ve mutluluk duydum (Safiye Erol). 5. İkişer kişilik gruplar hâlinde oynanan oyunlarda bir grup teşkil eden iki kişinin birbirine göre olan durumu “Oyun başlıyor, herkes eşini seçsin.” 6. Yâr, dost, arkadaş, hemhal [Eskimiştir]: Hayır söyle eşine, hayır gelsin başına (Atasözü). Can canın eşidir, yoldaşıdır (Enverî). Kömür gözlüm ben bu yerden gidersem / Gülün oynan yâran ile eş ile (Karacaoğlan). ѻ Eş dost: Tanıdıklar, ahbaplar, dostlar: Cümle eş dost, şâir, ressam, serseri / Artık cümbüşte yoksam geceleri / Sanmayın tarafımdan ihânet var (Câhit S. Tarancı). Gazeteler yazacak, eşi dostu cenâzesine gelecekler (Ahmet H. Tanpınar). Esâsen onun yakından uzaktan, âilesinden, işinden, eşinden ve dostundan hemen de sevip bağlanmış olduğu bir kimse yoktu (Sâmiha Ayverdi). Eş koşmak: Allah’a ortak koşma

آش

Noun

Soortgelyke frases

آش یرمك
aş yermek · aşermek

اش اوی
Aş evi · aşevi

صفا آشيان
safaaşiyan

اشها
eşha

أوتو فالاش
Otto Wallach