abricot oor Turks

abricot

/a.bʁi.kɔ/, /abʀiˈko/ adjektief, naamwoord manlike

Fruit de l'abricotier (Prunus armeniaca).

Vertalings in die woordeboek Frans - Turks

kayısı

naamwoord

Fruit

Quand on veut tuer avec un abricot, tout est dans le geste.
Tabiki, birini kayısı ile öldürme numarası gerçekten bilekte.

zerdali

naamwoord

voorbeelde

nous nous avons des abricots secs.
Kurutulmuş kayısılarımız var.

Des moitiés d'abricot comme des oreilles de chérubins.
Melek çocukların kulakları gibi kayısı yarıları.

Un abricot se jette sur le sol
" Kayısı kendini yere atıyor. "

vous avez des abricots secs..
Kurutulmuş kayısınız mı var?

Dans à peine un mois, ce sera la saison des abricots.
Ayrıca, bir aya kalmaz kayısıları toplamaya başlarız.

Je suis allergique aux abricots.
Kayısıya alerjim var zaten.

On a l’eau à la bouche à la vue des grenades, des pêches, des abricots, du raisin et des amandes.
Sergilenen nar, şeftali, kayısı, üzüm ve badem iştah açar.

Et il s’agit bien de graminées, sans parler des pommes et des abricots, des bananes et des airelles, des carottes et des choux, etc.
Burada sadece otlar söz konusudur. Ayva ve ayçiçeği, bamya ve bakla, ceviz ve çilek, dut ve domates ve benzerlerinden söz etmiyoruz.

Tenez, l’an dernier, j’avais quatre abricots; ils m’en ont entamé un.
Bakın geçen yıl dört tane kayısı vardı; bunlardan birini kemirdiler.

Une chaussure en cuir d'abricot pour la sœur du tsar.
Çarın kızı için kayısı derisinden yapılma bir ayakkabı.

Abricot.
Kayısı.

Je devrais lui filer l'exfoliant à l'abricot que j'ai piqué à Elliot.
Elliot'dan aşırdığım muhteşem kayısı maskesini önereyim.

Personne n'aime l'abricot
Kimse kayısıyı sevmez.

Elle veut ses abricots.
Kayısı istiyor.

Comment t'as su que j'aimais la confiture d'abricot?
Kayısı reçeli sevdiğimi nereden biliyorsun?

Poulet rôti aux abricots.
Kayısılı tavuk rosto.

En chemin, j'ai ramassé des abricots.
Yolumun üzerinde bir kayısı buldum.

On ne fait pousser aucun abricot!
Bizim orada kayısı yetişmiyor ama!

● L’abricot se cultive depuis des millénaires en Asie et en Europe.
● Kayısı binlerce yıldır Asya ve Avrupa’da yetiştirilen bir meyvedir.

De la confiture d'abricot n'irait jamais sur un cracker au sésame.
Kayısı reçeli susamlı krakerle hiç iyi gitmez.

Nourrissez-le d'abricots, de groseilles, de raisins pourpres, de figues vertes et de mûres.
Onu çilek ve şeftali ile kara üzüm ile yeşil incir ile besleyin.

nos choses étaient sous des abricots.
O şeyler kayısıların altındaydı.

On va y aller avec " abricot ".
Kelimemiz " kayısı " olacak.

On a fait de très bon muffins... à l' abricot
Kayısılı kurabiye yaptık