curieux oor Turks

curieux

/ky.ʁjø/, [kyʁjø] adjektief, naamwoord manlike

Étrangement non conventionnel en style ou en apparence.

Vertalings in die woordeboek Frans - Turks

meraklı

naamwoord

Qui veut connaître un secret.

Meg est curieuse de tout connaître sur le Japon.
Meg Japonya hakkında her şeyi bilmeye meraklı.

tuhaf

adjektief

Qui n'est pas habituel.

Mais ma gouvernante a reçu un curieux coup de fil.
Ama bu gece evde tuhaf bir mesaj vardı.

garip

adjektief

Curieux, n'est-ce pas ?
O garip değil mi?

değişik · olağandışı · mütecessis · acayip

Soortgelyke frases

curieuse
meraklı

voorbeelde

« Tu es curieuse, dit Madame Ping.
"""Meraklı bir kızsın."" dedi Madam Ping."

Je suis curieuse d'une chose.
Merak ettiğim bir şey var.

Tout le monde est curieux de voir Joe Tanto.
Herkes Joe Tanto'nun bugün yapacaklarını görmek için sabırsızlanıyor.

Quelle curieuse cachette.
Sıra dışı bir yer.

Curieuse réponse.
Ne tuhaf bir cevap.

Sa tête était encore inclinée sur un côté, comme un enfant curieux, se demandant ce qui se produirait s' il procédait.
BaĢı meraklı bir çocuk gibi hala bir yana eğikti, devam ederse ne olacağını merak ediyordu.

Je n'essaie pas d'être curieuse.
Meraklı olmaya çalışmıyorum.

Je suppose que je serais curieuse de voir ce qui se passerait
Ne sonuç vereceğini...... merak ederim herhalde

Allez, vous êtes curieux.
Hadi, merak ediyorsun.

C'est curieux de dire ça dans une prison, mais tu es superbe.
Bunu sana söylemek için hapishane hiç de iyi bir yer olarak gözükmüyor... ama inanılmaz gözüküyorsun.

D' où lui vient cette curieuse idée?
Bu aklına nereden gelmiş?

( C ): Quand Aimee est arrivée, elle a décidé qu'elle était, comment dire, curieuse sur l'athlétisme et la course en piste. donc elle a décidé d'appeler quelqu'un et de poser des question là dessus.
Aimee oraya gittiğinde pist ve sahaya meraklı olduğunun farkına vardı, bu yüzden birilerini arayıp, bunu araştırmaya başladı.

Papa fait 8 000 km et t'es plus curieux que Junior.
Adamcağız 7500 km yol gelmiş, sen bile oğlundan daha meraklısın.

T'es trés curieux.
çok soru soruyorsun.

Il y a quelque chose de curieux, avec les signes
İşaretler hakkında komik bir şey var

Je dis juste que je serais curieux.
Dedigim gibi, sadece merak ediyorum.

Curieux choix de mots.
Çok uygun kelimeler kullandın.

Je serais curieux de savoir s'ils correspondent.
Uyacaklar mı merak içindeyim.

Ça va te paraître sans doute curieux, mais on a dîné à la maison l'autre soir et Jeff a apporté tes brownies...
Aslında bu biraz garip gelebilir ama geçen gece bizim evde akşam yemeği yedik ve Jeff senin keklerinden getirdi...

Les femmes de l'armée sont curieuses.
Evet, asker eşleri gerçekten meraklıdır.

C'est curieux, cette disparition de Strangways.
Yaşlı Strangways'in böyle ortadan kaybolması şaşırtıcı değil mi?

Pour dire vrai, je suis curieux de savoir ce que vous me voulez
Doğruyu söylemek gerekirse beni neden çağırdığını merak ediyorum

Afin d'éviter d'attirer l'attention d'une autre bande de curieux malades, nous avons décidé de ne pas montrer une seule photo de Nikki vivante, mais rien qu'un endroit de la maison qu'elle aimait.
Hasta ruhlu yeni bir meraklılığın önüne geçmek için Nikki hayattayken çekilmiş bir fotoğrafını bile göstermiyor ve sadece evde beğendiği bir yeri gösteriyoruz.

Taylor, les enfants sont curieux.
Taylor, çocuklar meraklı olabiliyor.

Mais ce qui est curieux, c'est que les photos ne racontent pas toute l'histoire.
Ama merak ettiğim şey fotoğraflar hikayenin tamamını anlatmaz.