curling oor Turks

curling

naamwoord manlike

Vertalings in die woordeboek Frans - Turks

körling

naamwoord

Elle a été championne de curling quatre ans de suite.
Bu Barbara. 4 yıl peşpeşe körling şampiyonu olmuştu.

Körling

sport d'équipe

Elle a été championne de curling quatre ans de suite.
Bu Barbara. 4 yıl peşpeşe körling şampiyonu olmuştu.

voorbeelde

Par un accord entre les fédérations de curling entre ces trois nations, seule l'Écosse a marqué des points de qualification olympique au nom de la Grande-Bretagne.
Bu üç dahili ulusun körling federasyonları arasındaki bir anlaşmaya göre, yalnız İskoçya, Büyük Britanya olarak olimpik puan skorlandırılmasına vakıftır.

Au nom de l'hôtel Manitoba et de l'association de Curling, nous aimerions vous remercier d'être la plus gentille, la plus sage de tous les clients de cet hôtel.
Manitoba Oteli ve Curling Buz Pisti İşletmesi adına size en nazik ve en uslu müşterimiz olduğunuz için teşekkür ediyoruz.

Curling compétitif, de la pêche fantaisie, morsure de fourmis...
Curling yarışması, hayali balık tutma, karınca ısırma.

Karuizawa a hébergé les épreuves équestres des Jeux olympiques d'été de 1964, ainsi que les épreuves de curling des Jeux olympiques d'hiver de 1998.
Karuizawa 1964 Yaz Olimpiyatları'nda binicilik ve 1998 Kış Olimpiyatları'nda körling yarışmalarına ev sahipliği yapmıştır.

Du Curling?
Hokey mi?

Elle a été championne de curling quatre ans de suite.
Bu Barbara. 4 yıl peşpeşe körling şampiyonu olmuştu.

Alors jouez au curling avec nous.
O halde bizimle kaydırma oynayın.

De même que des sports raffinés tels que le golf et le curling.
Tıpkı golf ve curling sporları gibi.

II y a une scéne dans le film où Victor Spinetti et tous les autres jouent au curling
Filmde, Victor Spinetti ve başka... birinin " curling " oynadığı bir sahne vardı.

Cette tentative ridicule au curling.
Birde şu saçma körling oynama denemem var.

C'est la cinquième fois que le curling fait partie du programme olympique.
Bu Körling ' in beşinci kez olimpiyat programında yer alışıdır.

Parler de tuyaux nous a fait réaliser qu'en faisant refroidir du chlorure de calcium par des tubes dans un petit bassin rempli d'eau, nous pourrions obtenir une piste de curling.
Tüm bu boru muhabbeti, soğutulmuş kalsiyum klorürü küçük bir su havuzunun altındaki bakır borudan geçirerek bir curling sahası oluşturabileceğimizin farkına varmamızı sağladı.

Les filles, vous avez assez joué au curling pour la journée.
Kızlar bugünlük bu kadar kaydırma yeter.

Mon maillot de curling.
Bu benim curling elbisem.

Je suis aussi sérieuse qu'un pénurie de poutine à Chicoutimi pendant un tournoi de curling
Chicoutimi'deki körling turnuvaları sırasında poutine kıtlığı yaşanması kadar ciddiyim.

Ouais, le curling.
Evet curling.

Ecoutez, pourquoi ne rentrons nous pas chez moi, pour manger un morceau et regarder le grand match à la tv de curling?
Benim eve gidip bir şeyler yerken curling maçını izlemeye ne dersiniz?

Oui, comme un palai de curling.
Evet, bir curling taşı gibi.