femme au foyer oor Turks

femme au foyer

naamwoord vroulike

Femme qui s'occupe de prendre soin de la maison et de la famille.

Vertalings in die woordeboek Frans - Turks

ev kadını

Je suis professeur, tu es femme au foyer.
Ben bir profesörüm ve sen de ev kadını.

ev hanımı

Les femmes au foyer d'aujourd'hui ne font rien d'autre que se plaindre des prix élevés.
Bugünün ev hanımları, yüksek fiyatlardan şikayet etmekten başka hiçbir şey yapmıyor.

Ev hanımı

personne dont l'occupation principale relève de la gestion du foyer familial

Les femmes au foyer d'aujourd'hui ne font rien d'autre que se plaindre des prix élevés.
Bugünün ev hanımları, yüksek fiyatlardan şikayet etmekten başka hiçbir şey yapmıyor.

karı

naamwoord

Mais je ne peux pas devenir la femme au foyer d'un policier.
Ama ben bir polis karısı olamam.

voorbeelde

C'est une femme au foyer désespérée.
Bu tam bir umutsuz ev kadını.

Mais c'est lui qui a voulu que vous soyez femme au foyer.
Evet ama senden işten ayrılmanı istedi, ev işlerini sen yapıyorsun.

Je suis une femme au foyer de Jersey.
Ben, Jersey'li bir ev hanımıyım.

L'eczéma de la femme au foyer.
Evhanımı egzaması.

Jill Swenson, une femme au foyer de 34ans qui vivait de l'autre coté de la rue de Clurman.
Jill Swenson 34 yaşında, ev hanımı Clurman'ın evinin karşısında yaşıyordu.

La femme au foyer meurtriere de Ojai, qui est aussi un canon... c'est un plus.
Cinayet saplantısı olan Ojai'li bir ev kadını dikkat çekici birisi, bu bir avantaj.

Je suis pas femme au foyer!
Neyim ben, ev hanımı mı?

C'était bien vu de les déguiser en deux femmes au foyer arabes.
Onları Arap ev kadınları olarak sanması onun ne kadar zeki olduğunu gösteriyor.

Je suis femme au foyer.
Ben bir ev hanımıyım.

Je suis la joyeuse femme au foyer.
Ben mutlu bir ev kadınıyım.

Je suis professeur, tu es femme au foyer.
Ben bir profesörüm ve sen de ev kadını.

Dis m'en plus à propos de ces véritables femmes au foyer.
Bu gerçek ev kadınlar hakkında daha fazla şey anlat bana.

Jessica Pearson n'a jamais été la " femme au foyer "
Jessica Pearson hiç ev hanımı olmadı.

La femme au foyer a été poignardée et l'étudiante a été renversée.
Ev kadını bıçaklandı, son sınıf öğrencisi ezildi.

Que font ces femmes au foyer à un club de lecture?
Şu ev kadınları, kitap kulübünde ne yaparlar ki?

Il n'y pas beaucoup de postes pour une femme au foyer avec un an d'études.
Üniversite mezunu olmayan ev kadınları için çok fazla iş yok.

" Hannah femme au foyer ".
Ev hanımı Hannah diyorlar.

Même les femmes au foyer viennent ici pour la drogue.
Onun gibi zengin ev hanımları bile uyuşturucu için buraya gelir.

Ma grand-mère était femme au foyer.
Büyükannem ev hanımıydı.

Vous étiez une femme au foyer et Libertad a profité de votre ambition cachée et compétences.
Ev hanımlığından sıkılmıştınız ve Libertad gizli hırsınız ve iş yeteneklerinizden faydalandı.

Je croyais que tu étais partie transformer des femmes au foyer en salopes heureuses.
Senin dışarıda bir yerlerde ev kadınlarını mutlu fahişelere dönüştürdüğünü sanıyordum.

Mais je ne peux pas devenir la femme au foyer d'un policier.
Ama ben bir polis karısı olamam.

Maria est une femme au foyer de South Beach.
Maria, South Beach'den giden bir ev kadını sadece.

Je te le dis, les femmes au foyer, une mine d'or.
Söylemedi deme, bu ev kadınları var ya, altın madeni gibi.

Une star femme au foyer.
Yıldız bir ev kadını.