oncogène oor Turks

oncogène

naamwoord manlike

Vertalings in die woordeboek Frans - Turks

Onkogen

gène qui favorise l'apparition de cancer

je l'appelle « oncogène, » ce qui signifie « gène du cancer. »
ve "onkogen" dediğim zaman "kanser geni"ni kast ediyorum.

karsinojen

voorbeelde

Les scientifiques ont été très enthousiastes, ils se sont dit, un oncogène seul peut le faire.
Böylelikle, bilim insanları çok heyecanlandılar, ve tek bir onkogen bunu yapabilir, dediler.

Pour diverses raisons, nous avons donc pris cet oncogène, l'avons lié à un marqueur bleu, et l'avons injecté aux embryons.
Böylece, çeşitli sebeplerle, bu onkogeni aldık, mavi tümör işaretleyicisine bağladık ve embriyolara enjekte ettik.

Cela signifie que le cancer est causé par l'activation des oncogènes et la désactivation des gènes suppresseurs de tumeur.
Genetik olmasından kastettiğimiz; kanser, kansere dönüşen onkojenler ve tümör baskılayıcı genlerin devre dışı kalmasından kaynaklanır.

C'était le premier virus de cancer découvert, je l'appelle « oncogène, » ce qui signifie « gène du cancer.
İlk keşfedilen kanser virüsüydü ve "onkogen" dediğim zaman "kanser geni"ni kast ediyorum.

La théorie dominante au sujet du cancer dit que s'il y a un seul oncogène dans une seule cellule cancéreuse, cela fait de vous une victime du cancer.
Şimdi, baskın kanser teorisi der ki, tek bir kanser hücresinde tek bir onkojen vardır ve bu onkogen sizi kanser kurbanı yapar.

D'autres domaines de recherche concernent l'inhibition du proto-oncogène Ha-ras, l'inhibition de la 3-kinase du phosphoinositide, l'inhibition de l'histone-déacétylase, et le remplacement d'un gène suppresseur de tumeurs.
Diğer araştırma alanları şunlardır; ras proto-onkogen inhibisyonu, fosfoinozitid 3-kinaz inhibisyonu, tümör baskılayıcı genleri yerine koyma ve histon deasetilaz inhibisyonu.

C'était un virus avec un gène : l'oncogène SRC.
Bu bir virüstü, bir gen taşıyordu: src onkojen.

Il suffit d'un seul oncogène.
Tüm ihtiyacınız olan tek bir onkogendir.

Comme beaucoup d'autres cancers, le cancer du poumon est provoqué par l'activation d'oncogènes, ou par l'inactivation de gènes suppresseurs de tumeurs.
Diğer kanser türlerine benzer olarak, akciğer kanserinde de onkogenlerin aktivasyonu ya da tümör baskılayıcı genlerin inaktivasyonu sonucunda gelişir.

La notoriété de Bishop est surtout due à son Prix Nobel pour ses travaux sur les oncogènes des Rétrovirus.
Bishop en çok retroviral onkogenlerle ilgili yaptığı Nobel Ödüllü çalışmaları ile tanınır .

Je ne vous dirai pas que le SRC est l'oncogène le plus important.
Şimdi size src'nin en önemli onkojen olduğunu söylemeyeceğim.

Des mutations dans le proto-oncogène K-ras sont responsables de 10 à 30 % des adénocarcinomes du poumon,.
K-ras proto-onkogenindeki mutasyonlar akciğer adenokarsinomlarının %10-30'undan sorumludur.

Mais c'était le premier oncogène.
Ancak bu ilk onkojendir.

C'était le premier virus de cancer découvert, je l'appelle " oncogène, " ce qui signifie " gène du cancer. "
İlk keşfedilen kanser virüsüydü ve " onkogen " dediğim zaman " kanser geni" ni kast ediyorum.

Je ne vous dirai pas que le SRC est l'oncogène le plus souvent activé dans tous les cancers.
Size src'nin bütün kanserlerde en sık onkojen başlatan olduğunu söylemeyeceğim.

On peut penser que les oncogènes, les gènes suppresseurs de tumeur, sont connus grâce aux cancers communs comme le cancer du sein, de la prostate ou du poumon, mais c'est faux.
Onkojenler ve tümör baskılayıcı genler hakkındaki bilgileri meme kanseri, prostat kanseri ve akciğer kanseri gibi yaygın kanser türlerinden öğrendiğimizi düşünebilirsiniz ama yanılıyorsunuz.