pathétique oor Turks

pathétique

adjektief, naamwoord manlike

Vertalings in die woordeboek Frans - Turks

acıklı

Parce que crever au boulot, c'est carrément pathétique.
Zira, masa başında ölmek, çok acıklı bir durum.

dokunaklı

Je suis désolée d'interrompre ta tentative pathétique de rester jeune, mais on avait quelque chose de prévu ce soir.
Bu dokunaklı sahneyi jkestiğim için üzgünüm, Ama, bu akşam planımız vardı.

patetik

etkili · ateşli · heyecanlı

voorbeelde

C'était marrant et un peu pathétique.
Yani, bence komikti ve biraz da dokunaklı.

Tu es pathétique et moi aussi!
İkimizde beş para etmeyiz!

Alors tu es aussi pathétique que Finn.
Öyleyse sen de en az Finn kadar acınası bir hâldesin demektir.

C'est tellement pathétique.
Bu çok acınası.

Espèce d' immature, pathétique, superficiel bâtard!
Seni çocuk kafalı, zavallı, boş, piç!

C'est notre ticket de sortie des limitations qui nous lient à ces pathétiques petites bulles de roches et d'air.
Bizi bu acınası küçücük kaya ve hava kabarcıklarına hapseden sınırlamalarımızdan kurtulmamız için bir bilet.

Pathétique.
Zavallılar!

Tout de suite, ta moitié pathétique travaille sur un moyen de me détruire.
Şu anda senin hastalıklı yarın beni yok etmenin yolunu arıyor.

Tu es trop pathétique
Zavallısın

Qu'est-ce que tes vieux potes pathétiques font là, Frank?
Senin bu zavallı yaşIı arkadaşların burada tam olarak ne yapıyor, Frank?

Tu devrais voir Sloper et Kirke, ils sont pathétiques, même plus mauvais que moi.
Sloper ve Kirke'yi görmelisin, acınacak haldeler, benden bile beterler.""

C'est assez pathétique.
Bu da çok üzücü tabii.

Tu veux te retrouver à 50 ans, pathétique et refoulé avec une petite vie misérable?
50'sinde kendini bastırılmış ve acı içinde mi bulmak istiyorsun?

Et que papa et maman, pathétiques, fassent de leur mieux pour empêcher Peter de devenir le diable.
Anne ve Baba da Peter’ı şeytana dönüşmekten kurtarmak için ellerinden gelen ki çok şey gelmez, her şeyi yapsınlar.

C'est une réponse pathétique!
Bu çok zavallıca bir cevap!

Je ne vais pas laisser ces navires pathétiques tuer mon buzz.
Bu acınası gemilerin havamı bozmasına izin vermeyeceğim.

C'était pathétique.
O acıklıydı.

Tu es un homme pathétique et malade, et je sais qu'un jour tu payeras pour tes péchés.
Sen zavallı bir hasta adamsın, ve eminim günahlarının bedelini günün birinde ödeyeceksin.

J'suis pas une pathétique femme à chats.
Ben kedi besleyen zavallı bir kadın değilim.

On t'échangera ce pathétique vieillard contre lui.
Bu zavallı ihtiyarı, onunla takas etmek istiyoruz.

Ta tentative de sympathie de psy de merde est pathétique
Birine bağlanmaya çalışırken yaptığın psikoloji saçmalıkları çok zavallıca

Et attention à ce que vous dites, parce que je pourrais l'enfoncer directement dans votre petite bouche pathétique.
Söylediğine de dikkat et, yoksa çemçük ağzından aşağı sokuveririm.

Tu penses que je suis pathétique.
İşe yaramaz bir ot olduğumu düşünüyorsun.

C' est une chose de se mettre d' accord avec Cate à # ans, mais à #, c' est vraiment pathétique de la laisser tomber... une fois de plus
yaşındayken Cate' in bunla başa çıkması ayrı bir şey,...... ama # yaşındayken onu yine yalnız bırakıp...... aynı şeyleri yapmak tamamen zavallıca

Tu es pathétique, et ça vient de quelqu'un qui n'a plus de foyer et qui porte du blanc après une journée de travail.
Durumun acınası,... ve bu söz işçi bayramından sonra da beyaz giyen evsiz birinden geliyor.