deilig oor Turks

deilig

Vertalings in die woordeboek Noorse Bokmål - Turks

lezzetli

adjektief

Denne deilige retten gav dem nye krefter til å fortsette rundturen.
Bu lezzetli yiyecek onlara gezilerine devam etmeleri için gereken enerjiyi verdi.

tatlı

adjektief

Du trenger ikke noe kallenavn fordi Kahlua er så deilig.
Senin lakaba ihtiyacın yok çünkü Kahlua çok tatlı zaten.

voorbeelde

Uansett om fyren er deilig på en " slem pappa " - måte.
Karşımdaki seksi, kötü-baba havalı biri olsa bile.

Det var deilig.
Bu çok iyi geldi.

Deilig
Zevkli.

Det vet du da, min store, deilige gutt?
Bunu biliyor musun benim koca tatlı oğlum?

Min deilige sønn.
En değerlim, oğlum.

Så deilig!
Özendirici, değil mi?!

Men det er en deilig bris her oppe, hva?
Burada tatlı bir esinti var, değil mi?

Og når temperaturen stiger, synes byboeren det er deilig å få sette seg i skyggen av et tre, selv om han må kjempe seg til denne grønne flekken i en overfylt park.
Sıcaklar bastırdığı zaman dolup taşan bir parkta bir parça yeşillik için kavga etmek gerekse bile, bir ağacın gölgesinde oturmaktan çok hoşlanırlar.

Det var deilig å komme hjem.
Eve giderken çok mutluyduk

Denne deilige retten gav dem nye krefter til å fortsette rundturen.
Bu lezzetli yiyecek onlara gezilerine devam etmeleri için gereken enerjiyi verdi.

Det er deilig.
Bu çok iyi.

Det er deilig.
Çok hoş.

To av søstrene hadde kokt en svær gryte med en deilig fiskerett.
İki hemşire bir tencere dolusu balık pişirdi.

Den er deilig.
Evet, çok güzel gerçekten.

Takk for en deilig helg.
Keyifli hafta sonu için teşekkür ederim.

Jeg gjorde det slutt med henne, men hun har ikke ringt og tilbudt meg deilig forsoningssex!
Ayrıldım ondan ve bir merhaba demek için bile aramamasının yanı sıra üzücü ama ateşli ayrılık seksi bile teklif etmiyor.

FAMILIEN var ute på en deilig skogstur.
AİLECE ormanda hoş vakit geçirmekteydiler ve hallerinden memnundular.

Det var deilig.
Güzeldi.

Gud, så deilig det er i vannet!
Su harika.

Ja, det høres veldig deilig ut.
Evet, kulağa hoş geliyor.

Ja, gryteretten med tunfisk og fløte var deilig.
Ton balığı ve güveç bir harikaydı.

" - hvilket deilig opplegg ungen deres var. "
" küçük yavrunuzun işini bitirmenin...

Deilige, lille fantastiske deg
Ufak tatlı bebeğim!

Deilig for deg.
İyi gelmiştir kesin.

For en deilig liten kropp du har.
Vücudun yanıyor bitiyor be.