medsammensvoren oor Turks

medsammensvoren

Vertalings in die woordeboek Noorse Bokmål - Turks

uşak

Noun

yandaş

voorbeelde

Han er medsammensvoren med Arnold Rothstein og degos-familien hans.
Arnold Rothstein ve Philadelphia'dan gelen İtalyan aileyle iş birliği içerisinde.

Hun er medsammensvoren i et attentat
Bir suikast planına ortaklık eden biri

David Chang er et uskyldig offer, ikke en medsammensvoren.
Dr. Chang masum bir kubandı, kendi rızasıyla hırsızlık yapan biri değil.

Han kan ha gjemt den, eller ha en medsammensvoren.
Ya bir yere topladı ya da bir suç ortağı var.

Vår hovedmistenkte hadde en medsammensvoren.
Bu soygundaki başlıca şüphelimizin bir de suç ortağı var.

Hvem egner seg vel bedre som følge enn min nabo... bestevenn og medsammensvorene?
Baloya gitmek için en uygun kişi ezeli komşum, en iyi dostum... ve suç ortağımdan başka kim olabilir?

Kanskje hertugen hadde en medsammensvoren?
Belki Dük'ün müttefikleri falan vardı?

Hun er medsammensvoren i et attentat.
Kadın bir suikast planında yardımcı suikastçı.

Vil du ha en medsammensvoren?
Yanında gelmemi ister misin?

Kanskje hun er en medsammensvoren, hans kontakt på innsiden
Belki suç ortagl ya da içerideki baglantldlr

Du må henrette henne selv, og oppdager vi at du er en medsammensvoren, vil du bli hengt for høyforræderi.
Onu kendi ellerinle öldüreceksin ve eğer herhangi bir şekilde suç ortaklığı yaptığını ortaya çıkarırsak vatan hainliği suçuyla asılacaksın.

Kan være en medsammensvoren.
Suç ortağı olabilir.

Lakewood-politiet har ingen bevis på en medsammensvoren, så...
Lakewood polisi suç ortağına dair kanıt olmadığını iddia ediyor, yani...

Den beste delen av tiden min her var da jeg trodde noen andre hadde oppgitt meg som medsammensvoren.
Burada geçirdiğim zamanın en iyi kısmı başka birisinin beni yardımcı komplocu olarak adlandırdığını düşündüğüm zamandı.

Kanskje hun er en medsammensvoren, hans kontakt på innsiden.
Belki suç ortagl ya da içerideki baglantldlr.

Jeg er medsammensvoren nå.
İşbirlikçinim şimdi.