domates oor Katalaans

domates

/doma'tes/ naamwoord

Vertalings in die woordeboek Turks - Katalaans

tomàquet

naamwoord manlike

Tüm o harika yabani arı türlerimiz risk altında, domates polenlemesini sağlayan yabanarıları dahil.
Totes les espècies salvatges d'abelles estan en perill, incloent-hi els borinots pol·linitzadors de tomàquet.

tomata

naamwoord

tomaca

naamwoord

Lanet olasıca domateslerine hayat veriyorum!
Els hi done la vida a les teues tomaques!

tomaquera

naamwoord vroulike

Bu 725 milyon domates fidesi yetiştirmeye yetecek alan demek.
És prou espai com per sembrar-hi 725 milions de tomaqueres.

tomàtec

Domates

Vertalings in die woordeboek Turks - Katalaans

Tomàquet

Soortgelyke frases

domates sosu
salsa de tomàquet

voorbeelde

domates #color
Tomàquet#color

Bana öğleyin ne yediğimi sordu, ben de ona ekmek, peynir, domates ve çikolata diye yanıt verdim.
Llavors em va preguntar què havia menjat per dinar, i li vaig contestar que pa, formatge, tomàquets i xocolata.

Bir sabah domuzlarımı beslerken, zaman zaman ortaya çıkan lezzetli görünen ama güneşten kurumuş domatesi farkettim.
Un matí, mentre estava alimentant els meus porcs, em vaig fixar en un pa de pagès amb tomàquets secs que tenia molt bona pinta i que anava traient el cap una i altra vegada.

(Gülüşmeler) Şayet domates yetiştirirlerse, domates yerler.
(Riure) Si cultiven tomàquets, menjaran tomàquets.

(Gülüşmeler) Bunun nedeni domates çiçeğinin içindeki polenin, çiçeğin erkek kısmı olan Anter tarafından çok güvenli bir şekilde saklanması ve bu poleni ortaya çıkarmanın tek yolunun titreştirmek olmasıdır.
(Riures) Això és necessari perquè el pol·len de la flor de la tomaquera es troba molt aferrat a la part masculina de la flor, l'antera, i l'única manera de treure'l és fent-lo vibrar.

Fakat avukat bana müşterisinin Domates Sally olduğunu söyledi.
Però llavors l’home em va dir que el seu client era en Sally Tomato.

Azizim Bayan B... domates salçalı pirzola.
Benvolguda senyora B.: Costelles amb salsa de tomàquet.

Hayır, dedim ona, ama çantamda ekmek, peynir, domates ve çikolata vardı.
Li vaig dir que no, però que a la motxilla hi tenia pa, formatge, tomàquets i xocolata.

“‘Niçin Her Zaman Domates Çorbası Olması Gerekiyor?’
«Per què ha de ser sempre sopa de tomàquet?»

İnanılmaz güzel bir dizeyle başlıyor: ‘Niçin Her Zaman Domates Çorbası Olması Gerekiyor?’”
Comença amb un vers increïblement bell: «Per què ha de ser sempre sopa de tomàquet?»

Gömleğimin kolu domates oldu.
Tinc tomàquet en la màniga.

Bu 725 milyon domates fidesi yetiştirmeye yetecek alan demek.
És prou espai com per sembrar- hi 725 milions de tomaqueres.

Bu çürümüş domatesler yerlerinde duramıyorlar.
Aquestes tomaques podrides estan impacients.

Patlıcan, havuç, domates.
Albergínia, pastanaga, tomàquet.

Bu 725 milyon domates fidesi yetiştirmeye yetecek alan demek.
És prou espai com per sembrar-hi 725 milions de tomaqueres.

Tüm o harika yabani arı türlerimiz risk altında, domates polenlemesini sağlayan yabanarıları dahil.
Totes les espècies salvatges d'abelles estan en perill, incloent-hi els borinots pol·linitzadors de tomàquet.

Bay Domates bana hiçbir zaman uyuşturucu maddelerden söz etmedi.
No, el senyor Tomato no em parlà mai de drogues.

Süpermarket standartlarına göre küçük kalan yabani havuçlar, Tenerife'deki domatesler, Florida'daki portakallar, Ekvador'daki muzlar, geçen sene ziyaret ettiğim yerler, hepsi çöpe atılıyor.
Xirivies que són massa petites per a les especificacions del supermercat, tomàquets a Tenerife, taronges a Florida, plàtans a l'Equador, on vaig estar de visita l'any passat, tots descartats.

İşte bu bir domates gıdıklayıcı.
Aquí tenim l'estimulador de tomaqueres.

Şayet domates yetiştirirlerse, domates yerler.
Si cultiven tomàquets, menjaran tomàquets.

Ya da Holly'nin Sing Sing arkadaşı Domates Sally ile bağlantısı olan gizli bir ajan mı?
O algun agent del món del crim relacionat amb el seu amic de Sing Sing, en Sally Tomato?