toprak, kara parçası, ülke, vatan, aynı türden toprak parçası, alan, arazi, toprak, kişisel arazi, arsa, karaya çıkmak, karaya indirmek, karaya getirmek, iniş yapmak, yere inmek
land
taşra, taşrada, çet el, çet elde, yurtdışında, yurtdışına, geniş bir alanda, her yerde, her tarafta
abroad
derece veya yer alan şey veya kimse.
placer
yenisiyle değiştirme, yenileme, yerini alan kimse/şey, ivaz, yedek, vekil
açılış, boşluk, açık alan, iyi şartlar, fırsat, ilk, başlangıçta/açılışta yer alan, açış
opening
eskiden Fransa'da savaş alanında askerlere yiyecek ve içki sağlayan kadın.
vivandiere
mesk-n yer, yerleşik alan
built-up area
voorbeelde
wedstryd woorde
Advanced filtering
Voorbeelde moet herlaai word.
" Dün gece Happy Playhouse'da reklamda yer alan dost canlısı genç bayanın kendine özgü yaratıcılığı görülmeye değerdi.
The competent authorities shall ensure that the application of this provision does not lead to an increase in emissions from existing plantsOpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Borsa listesinde yer alan bir şirketim olsun istiyorum.
use electronic data interchange systems to transmit information between the ports of departure and destination in the Contracting PartiesOpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Şimdi Bay Tuttle, gazetede yer alan demeci size kim verdi?
The measures laid down in this Regulation shall not apply to the existing civil aviation infrastructure in the territory of LiechtensteinOpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3