fıstık oor Frans

fıstık

[fɯstɯk] naamwoord

Bir erkeğe veya çoğu erkeğe çinsel anlamda çekici gelen bir kadın.

Vertalings in die woordeboek Turks - Frans

pistache

naamwoord vroulike

Curly çerezler, fıstıklar ve tutti frutti markası, değil mi?
On rappelle que Curly, ce sont les cacahuètes, pistaches et tutti frutti.

arachide

naamwoord vroulike

Fıstığa alerjin var mı?
Êtes-vous allergique aux arachides ?

poule

naamwoord vroulike

Bir erkeğe veya çoğu erkeğe çinsel anlamda çekici gelen bir kadın.

Une femme qui est considérée comme étant sexuellement attrayante par un ou plusieurs hommes.

Onu terk eden fıstık hakkında beni dinleyemeyecek kadar mı?
Même s'il s'agit de la poule qui l'a plaqué?

Soortgelyke frases

Çam fıstığı
Pignon de pin

Fıstık çamı
Pin parasol

antep fıstığı
pistache

fıstık çamı
pin parasol

yer fıstığı
arachide · cacahouète · cacahuete · cacahuète · pinotte · pois de terre

İsviçre fıstık çamı
Pin cembro

çam fıstığı
pignon · pignon de pin

fıstık ezmesi
beurre d'arachides · beurre de cacahuète · beurre de cacahuètes · beurre de pinottes · beurre d’arachide

voorbeelde

Biraz fıstık ezmesi ve bisküvi getirir misin?
Je peux avoir des cacahuètes et des crackers?

O fıstık çok seksi.
Elle est super sexy.

İşte fıstık da gelmiş.
Il y a mon petit sucre.

Bir bardak fıstık ezmesi ister misin?
Un verre de beurre de cacahuète?

O fıstık kim?
Qui est cette nana?

Selam fıstık.
Hé, la belle.

Pekâlâ fıstık, kamyona bin.
Dans le bahut, beauté.

Bebeğim, tek bulduğum fıstık poşetleri ve müzik dergileriydi.
Je n'ai trouvé que des cacahuètes et des revues musicales.

Gece fıstık yiyerek Wall Street'de dolaşmak.
Quand tu maches su Wall Steet la nuit, en gignotant des cacahuétes.

Bana tuzsuz fıstık getirdi.
II m'a apporté les sans sel!

Bastır, Acımasız Fıstık!
ALLEZ, Babe Ruthless!

Fıstık alerjim var.
Je fais de l'allergie à la cacahuète.

Ama bu da fıs çıktı.
C'est raté.

Fıstık ezmesi beni sakinleştirir.
Le beurre de cacahuètes me calme.

Fıstık ezmesi katılmış bir yemeğin tadını merak ediyorsanız, neden siz de denemeyesiniz?
Si vous vous demandez quel goût peut bien avoir un plat aromatisé au beurre de cacahouètes, pourquoi ne pas essayer d’en confectionner un ?

Tuzağa sadece küçük bir fıstık yağı koyuyorsun, o kadar.
Du beurre de cacahouète dans la tapette.

Fıstık mı yedin?
T'as touché une noix?

Kaptan, daha yeni cips, iki sosisli sandviç ve bir çanta dolusu fıstık yedin
Tu viens d' avoir des nachos, deux hot- dogs et des cacahuètes

Hiç bir yere gitmiyorsun, fıstık.
Tu ne vas nul part, mon chou.

O günden sonra ona " çişli-fıstık " dedik. Hâlâ diyoruz.
On l'a appelé topipinambour, et on le fait toujours.

Benim gibi bir fıstık ezmesi ve reçelli sandviç uzmanının yanında olması mı?
Un expert en sandwich au beurre de cacahuète et confiture de framboise?

Evet, Homer patlamış mısırın içinden çıkan fıstık gibidir.
Ouais, il est la cacahuète dans votre popcorn.

Tayland'da fıstık yağında sos olarak kullanılıyorlar.
En Thaïlande, on les fait revenir dans de l'huile d'arachide.

Bu fıstık ezmesini Angela'nın ellerinden zorla aldım.
J'ai dû arraché ce beurre de cacahuète des mains d'Angela

Bu, fıstık ezmeme ilaç koyduğun içindi.
Ça c'était pour avoir trafiqué mon beurre de cacahuète.