güler yüzlü oor Portugees

güler yüzlü

Vertalings in die woordeboek Turks - Portugees

amigo

adjektief manlike

Halka açık yerlerde yapılan şahitlik faaliyetinde görev alan kişiler güler yüzlü, sıcak ve yaklaşılabilir olmaya çaba gösterir.
Os irmãos que forem designados para esse tipo de trabalho devem ser amorosos, amigáveis e comunicativos.

amigável

adjektief

Halka açık yerlerde yapılan şahitlik faaliyetinde görev alan kişiler güler yüzlü, sıcak ve yaklaşılabilir olmaya çaba gösterir.
Os irmãos que forem designados para esse tipo de trabalho devem ser amorosos, amigáveis e comunicativos.

amistoso

adjektief manlike

voorbeelde

Güler yüzlü birisi diye düşünmüştüm.
Imagino que um " smoothie ".

Bazı müjdeciler güler yüzlü bir şekilde kişiyi selamlıyor.
Alguns publicadores gostam de dar um sorriso gentil e dizer algum cumprimento.

Modası geçen Steve Urkel bir makine icat etti, kendini güler yüzlü Stefan Urquelle'e dönüştürecekti.
Bem, o nerd do Steve Urkel inventou uma máquina que o transformou no garboso Stefan Urquelle.

Güler yüzlü davranış, kaçamak bakışlar.
Comportamento alegre, olhos furtivos.

Dinlenme zamanı, güler yüzlü baylar.
Descansem, alegres cavalheiros.

Güler yüzlü ve kucaklanası ve...
Sorridente, carinhosa e...

İnsanlar düzgün giyimliydi, güler yüzlüydü ve beni çok sıcak karşıladı.
As pessoas estavam bem-vestidas, eram sorridentes e me cumprimentaram de modo caloroso.

Benim kızlarım güler yüzlü ve nazik olmalıdır
Minhas meninas têm que ser educadas e muito alegre

Onlara nazikçe ve güler yüzlü bir şekilde asılan biri misiniz?
Dar em cima delas gentilmente?

▪ Güler yüzlü ol, dostça ve nazik bir ses tonuyla konuş.
▪ Sorria amigavelmente e fale com um tom de voz agradável.

Gelgelelim Rupert’ın güler yüzlü görünümünün ardında, ihtiyat ve sakınganlık vardı.
No entanto, por trás da expressão bem-humorada de Rupert, havia um quê de cautela e reserva.

Güler Yüzlü Jack cenaze törenini bedavadan yapmıyor.
O Jack não faz funerais de graça, sabes?

Rodman İyi seyirler... 18 yaşındaki güler yüzlü amatör şampiyon ilk profesyonel dövüşü için fiziksel muayeneden geçti.
O campeão amador de 18 anos de idade com um sorriso charmoso fez seu exame físico para a primeira luta como professional.

Tıpkı fotoğraflarınızdaki gibi güler yüzlü ve hoş görünüyorsunuz
Está tão maravilhoso como nas fotos, sempre a sorrir!

Güler yüzlü tıknaz iki Meksikalı kadın, önlerinde beyaz önlükleriyle, büfenin ardında servis yapıyorlardı.
Duas mexicanas baixas, entroncadas e sorridentes, de avental branco, serviam atrás do grande balcão do bufete.

Parolamız uzun saç, kısas etek ve güler yüzlü hizmet.
O nosso lema és " cabelo grande, saias curtas, e serviço com um sorriso. "

Kaptanın dediği gibi güler yüzlü olun, o zaman panik çıkmaz.
Como o capitão disse, bem alegre, para não haver pânico.

Sıcak, samimi ve güler yüzlü kişiler tarafından karşılandım.
Fui muito bem recebido por pessoas amigáveis.

Güler yüzlü ve anlayışlı ol.
Sê apenas genial e civilizada, está bem?

Bu güler yüzlü karşılama, görevimizin başarılı olacağının iyi bir alametidir.
Esta recepção cordial prenuncia o sucesso de nossa missão.

Ve güler yüzlü de olacaksın.
E será amável.

Senin gibi bir güler yüzlü ihtiyar cinayet işliyor.
Está cheio de casos de idosos como você Cometendo assassinatos.

O güler yüzlü zebani, onlara ne yapmış böyle?
Que perversidade ela fez a eles?

O her zaman mutlu ve güler yüzlüdür.
Ela está sempre feliz e sorrindo.

Güler yüzlü birader ve hemşirelerden oluşan, temiz, hoş ve yapıcı bir ortam vardı.
O ambiente era limpo, agradável e edificante, e eu estava na companhia de irmãos e irmãs sorridentes.