kaçamak oor Portugees

kaçamak

naamwoord

Vertalings in die woordeboek Turks - Portugees

brecha

naamwoord

Kai onu uyuttuğunda, kaçamak olmayacak, sihir olmayacak demişti.
Quando Kai a pôs para dormir, disse sem brechas, e sem bruxaria.

voorbeelde

Kaçamak yaptığı yerden hoşlanmadım ama öte yandan felaket de değil.
Eu não gosto de onde ele paquera, mas fora isso, não é um desastre.

Trudi'nin okul kaçamağı bile daha gizemli.
Honestamente, o da escola de Trudi tem mais mistério.

Aşk kaçamağından dönerken yaralanmıştı.
Feriu-se quando voltava pra casa.

Molotov Berlin’den daha somut bilgiler istediği zaman kendisine kaçamak cevaplar verildi.
Quando Molotov solicitou a Berlim informações mais concretas, recebeu respostas evasivas.

Göz boyama ve kaçamak cevap sistemi.
Completamente dispersos e o sistema cercado.

Şimdi tek derdi hafta sonu kaçamakları ve ona buna masaj yaptırmak.
Agora se trata de viagens de fim de semana, massagens...

Canın çektiğinde küçük kaçamaklar.
Fodas casuais com garotas bonitas quando quiser.

Yoksa Patrick'in gizli kaçamakları son bulur ve bunu ikimiz de istemeyiz, değil mi?
Ou Patrick vai terminar escapulindo, e nenhuma de nós queremos isso, não é?

Eğer bir kaçamağa ihtiyacınız varsa.
Se você precisar de um para descansar.

Öğrendiğimiz iyi oldu, kaçamak mekanı burasıymış demek.
É bom ver onde a outra metade trai.

"""Bunu da sorduk lordum ama kaçamak davrandı ve cevap vermedi."
- Foi o que lhe perguntamos, milorde, mas ele se mostrou evasivo e não respondeu.

Şimdiye kadar küçük kaçamağını mutlaka söylemişsindir sanıyordum.
Jurava que você já tinha contado do seu caso para ele.

Firavunun emri karşısında kaçamak yollara başvuran birinin cezasının ölüm olması bekleniyordu, ayrıca bebek de ölecekti.
Quem fosse encontrado violando o decreto de Faraó provavelmente seria punido com a morte — e o bebê também ia morrer.

Gerçeği söylemek gerekirse biraz kaçamak yapmam gerekti.
Verdade seja dita, Preciso sair um pouco.

Çok iyi hissediyor ve bunu seviyor, yani yemeye başlasa bile, kaçamak bile yapsa çok iyi hissediyor.
Ele se sente muito bem e está adorando.

Kaçamak yapmamla aynı sebep.
Tive um caso pela mesma razão.

Sadece biri gelmeden kaçamak sohbetler ediyoruz.
Não apenas conversas furtivas, antes que alguém entre.

Bilirsiniz, küçük bir yaz kaçamağı, 750 m2, okyonus manzaralı, $ 12 milyon değerinde.
Sabe, um lugarzinho para o verão, 8 mil m2, à beira-mar, vale uns 12 milhões de dólares.

Kaçamak yapayım derken yüzüme gözüme bulaştırdım.
Foi assim que eu me ferrei pela segunda vez.

Tek seferlik bir kaçamaktı
Isso foi uma vez, quando estava numa vigilância

Ufak bir kaçamak olurdu.
Podíamos colher figos nós mesmos.

Caruso'nun kadını kakao renkli şarkıcı ile gece kaçamağı yapıyormuş.
A mulher de Caruso ia para a cama com o cantor achocolatado.

Güler yüzlü davranış, kaçamak bakışlar.
Comportamento alegre, olhos furtivos.

Kanserim kaçamak tatilini mahvettiyse üzgünüm.
Sinto muito se meu câncer arruinou suas férias.

Kaçamak noktası mı?
Escapatória?