kano oor Portugees

kano

naamwoord

Vertalings in die woordeboek Turks - Portugees

canoa

naamwoord vroulike

Tom bir kano içerisinde nehrin aşağısına gitti.
Tom desceu o rio numa canoa.

Kano

Kano (şehir)

Vertalings in die woordeboek Turks - Portugees

canoa

naamwoord

Tom bir kano içerisinde nehrin aşağısına gitti.
Tom desceu o rio numa canoa.

Kano

Kano gibi, kendi tarzıyla dövüştü tüm ilk raundları aldı.
Como Kano, percorreu esse caminho lutando com todas as lutas preliminares sem derrota.

voorbeelde

Gün doğumu mu Kano?
O Sol já nasceu, Kano?

5 Tanrı ilhamı olan ve gerçekliği kabul edilen kitaplar dizisi ya da listesi, bazı dillerde kanon olarak adlandırılır.
5 A coleção, ou lista, de livros aceitos como Escritura genuína e inspirada é com freqüência chamada de cânon da Bíblia.

Onlar astronotlarla karşılaştırıldılar -- o yaşlı denizciler, çift gövdeli kanolarla küçük bir adadan binlerce mil uzağa engin denizlere açılan.
Eles foram comparados a astronautas, estes velhos navegadores que navegam pelos vastos oceanos abertos em canoas de duplo casco a milhares de quilómetros duma pequena ilha.

Ve sonra bu bir kano olduğu için, buz üstündeki kızak yerine toprak ve çakılların üstünde gidecek, Başına kötü şeyler gelebilir.
E por ser uma canoa no cascalho ao invés de um trenó no gelo coisas ruins aconteceram com você

Bu kano güvenli değil.
Esta canoa não é segura.

Kanoyu itebilirsin.
Você pode virar a canoa.

Sozaburo Kano, Nishiki ile birlikte olacak olan, önceden erkeklerle beraber olmuştu, ama bir kadınla hiç olmadı
Sozaburo Kano, que está com Nishiki, já se envolveu com homens, mas nunca com uma mulher

Kanoya ihtiyacım yok, Ron.
Não preciso de uma canoa, Ron.

Bu bir kano.
É um caiaque.

Tom asla tek başına kanosuyla dışarı çıkmaz.
Tom nunca sai de canoa sozinho.

İnsanların senin şu yüksek güçlü kanolarına güvenmesi çok enteresan.
Gosto da fé que tem nas suas poderosas lanchas torpedeiras.

Sen kanonu orda çürümeye bırak!
Deixaste aquela tua waka lá fora a apodrecer

Norveç'te kano turu.
Caiaque na Noruega.

Kano nerede?
Onde está o Kano?

Düşmanla karşılaşsaydık, bu ölü savaşçılarla dolu bir kano olurdu.
Se tivéssemos encontrado um inimigo, esta seria uma canoa cheia de guerreiros mortos.

Gel ve kanoyu verandadan çıkarırken bana yardım et.
Venha me ajudar a tirar as coisas da varanda.

Kimse istemiyorsa kanoları alabilirim.
Eu fico com as canoas, se ninguém as quiser.

Kanoları karmaşık bitkilerin arasından geçirmek yeterince zordu.
Atravessar o emaranhado de vegetação foi bastante difícil.

Kanoların yapımında kullanılan yöntemler çok etkileyiciydi.
Os métodos de fabricação eram impressionantes.

Sorun sadece kano değil.
E não é só o caiaque.

Kanoları almışsınız.
Você levou as canoas.

Olmak isteyeceğiniz son yer, fırtınada bir göldeki kanodur.
O último lugarem que você quer estar numa tempestade, é dentro de uma canoinha, no meio de um lago.

Kano sürmek için güzel bir gün
Belo dia para um passeio de canoa

Eğer kaybolursanız, en azından kanoyu bulabiliriz.
Assim, se vocês desaparecerem, ao menos poderemos recuperar nosso barco.

O gün Cliff'le kanoya gideceğiz zaten.
Cliff e eu vamos andar de caiaque nesse dia.