rica etmek oor Portugees

rica etmek

Vertalings in die woordeboek Turks - Portugees

pedir

werkwoord

Tom Mary'ye onu kütüphanenin önünde beklemesini rica etti.
Tom pediu a Mary que o esperasse em frente à biblioteca.

Soortgelyke frases

rica ederim
de nada · disponha · não há de quê · por nada

voorbeelde

"""Samwell Tarly'nin eğitimden alınıp Gece Nöbetçileri'nin bir kardeşi olarak kabul edilmesini rica etmek için."""
— Para pedir que Samwell Tarly seja tirado dos treinos e admitido como irmão da Patrulha da Noite

Yehova sadece birbirimizi bağışlamamızı rica etmekle kalmaz, bunu yapmamızı bekler.
Jeová não apenas pede que perdoemos uns aos outros; ele espera que o façamos.

Rica etmek yok.
nao solicitar.

Buraya operasyonumu tehlikeye sokmamanı rica etmek için geldim.
Estou aqui para pedir que não ponha o meu programa em perigo.

"""Seni buraya, bahsettiğim muhasebeye yardımcı olmanı* rica etmek için çağırdım."
Pedi que viesse porque gostaria que me ajudasse nesse balanço de que falei.

Hayır, rica etmek olmaz.
Não, nós não apelaremos.

Eğer Yüzbaşı Yar' ın bu gece geri verilmesini rica etmek istiyorsanız... hepimizin önünde, şeref bundan tatmin olacaktır
Se estiver disposto a pedir a devolução da tenente Yar hoje, na frente de todos a honra será satisfeita

Bir kez daha düşünmenizi rica etmek zorundayım.
Imploro que pense melhor.

Sonra ihtiyardan, tetkik edenin daha çabuk ilerlemesi için ona nasıl yardım edebileceğine dair önerilerde bulunmasını rica etmekten çekinme.
Depois do estudo, fique à vontade para pedir-lhe sugestões do que fazer para ajudar o estudante a progredir mais rápido.

Birkaç kişiden rica etmek zorunda kaldım ama Eyfel Kulesi restoranına rezervasyon yaptırabildim.
Tive que cobrar alguns favortes, mas consegui uma reserva para nós no Eiffel Tower Restaurant.

Aoki' nin bunu senden rica etmekten başka seçeneği yok
Aoki não tem nenhuma escolha, além de pedir- Ihe ajuda

Sizden sessiz olmanızı rica etmek zorundayım beyefendi.
Vou ter que lhe pedir que fique quieto.

Rica etmek söylemekten farklıdır ve bu bana söylemek gibi geldi.
Pedir é diferente do que mandar e isto soa como se estivesse me mandando.

Kutsal Ajanti Hançerini rica etmek için buraya geldik.
Viemos pedir a Adaga Sagrada de Ajanti.

Sizden kızılderililere içki ve silah satmamanızı rica etmek zorundayız.
E temos de pedir Que não vendam bebidas nem armas aos índios.

Bu yaratıklarla ilgili yardıma ihtiyacın olursa, tek yapman gereken rica etmek.
Se precisar de mais ajuda com estas criaturas, só precisa pedir.

Senden bunu söylemeyi bırakmanı rica etmek zorunda kalacağım
Devo pedir que pare de falar nisso

Bunu rica etmek biraz fazla oluyor.
Mas isto é muito pequeno para perguntar.

Dharma senden rica etmek zorundayım yatağa girmeden önce annemi taklit etme.
Dharma, peço-te que não imites a minha mãe antes de nos deitarmos.

Güvenlik nedeniyle, sizden cep telefonunuzu burada bırakmanızı rica etmek zorundayım.
Por motivos de segurança, pedirei que deixe seu celular.

Çabalarınızın farkındayız...... ancak sizden artık...... başka araştırma yapmamanızı rica etmek zorundayım
Estamos conscientes de seus esforços...... porém agora devo pedir- Ihe...... que não prossiga com as investigações

Bunun zor bir zaman olduğunu biliyorum ama evinizden çıkmanızı rica etmek zorundayız, hanımefendi.
Sei que é uma hora difícil, mas precisamos pedir que saia de sua casa, senhora.

Birleşik Devletler başkanına programını değiştirmesini rica etmek biraz zor olacak
É difícil pedir ao Presidente dos E. U. A. para mudar o horário

Yapman gereken tek şey rica etmekti.
Tudo o que você tinha que fazer era pedir.

Sonunda kardeşlerden yemek getirmekten ve evin temizliğine yardım etmekten vazgeçmelerini rica etmek zorunda kaldım!
Por fim tive de pedir aos irmãos que parassem de trazer comida e de oferecer-se para limpar a casa!