seksen üç oor Portugees

seksen üç

Vertalings in die woordeboek Turks - Portugees

oitenta e três

Ben seksen üç yaşındayım.
Eu tenho oitenta e três anos de idade.

voorbeelde

Benim seksen üç bin dolarım yok.
Não tenho 83 mil dólares.

Gözbebeklerinin durumu, derinin ısısına bakılırsa...... tetiği çekmeme olasılığın yaklaşık yüzde seksen üç
Com base na dilatação das pupilas, temperatura e funções motoras...... calculo uma probabilidade de # % de que não vai puxar o gatilho

Gözbebeklerinin durumu, derinin ısısına bakılırsa...... tetiği çekmeme olasılığın yaklaşık yüzde seksen üç
Com base na dilatação das pupilas, temperatura e funções motoras...... calculo uma probabilidade de #°/° de que não vais puxar o gatilho

Dokuz, sekiz, sekiz, üç, dört.
Nove, oito, oito, três, quatro.

Ben seksen üç yaşındayım.
Eu tenho oitenta e três anos de idade.

Kullanıcılarımızın bilgisini temel alırsak IQ'su 150den fazla olanların yüzde seksen üçü bir tedavi şekli kullanıyormuş.
Baseado em dados dos usuários, 83% das pessoas com QI superior a 150 usam algum tipo de medicação.

Kalkış izni verildi, sekiz üç beş Romeo.
Pista livre, 835 Romeu.

Seksen üç, dört.
Oitenta e quatro.

Bayan de Wit, doksan bir; Bayan Koog Smulders, seksen üç yaşında.
A Sra. de Wit, 91 anos, a Sra. Koog Smulders, 83 anos...

Sekiz, üç, iki
Sete metros, três metros, #, # metros

Sekiz, üç, iki.
Sete e meio, três, um e meio.

Burası sekiz üç beş Romeo, kalkıyorum.
835 Romeu, decolando.

Hurley' nin bana seksen üç bin dolar borcu var
O Hurley deve- me #. # dolares

Seksen üç, dört
Oitenta e quatro

“Seksen üç yıl, altı ay ve yirmi üç gün önce sona erdi.
— Terminou há oitenta e três anos, seis meses e vinte e um dias.

Sekiz, üçü taşı, ikiyi oynat
São Oito, e vão três e vão dois

Yirmi yedi bin altı yüz seksen üç
Vinte e sete mil seiscentos e oitenta e três

Sekiz, üç, iki
Sete e meio, três, um e meio

Benim seksen üç bin dolarım yok
Eu não tenho #. # dolares

Alt PLA atardamarınızda yüzde seksen üç tıkanma bulundu.
Uma obstrução de 83% na sua artéria coronária descendente póstero-lateral.

Hurley'nin bana seksen üç bin dolar borcu var.
Hurley me deve 83 mil dólares.

Parkta bir bankta oturan seksen üç yaşındaki bir kadını soymuştu.
Tinha assaltado uma mulher de oitenta e três anos que estava sentada num banco de parque.

“Bin sekiz yüz seksen üç,” dedi
— Mil oitocentos e oitenta e três — disse ele.

On sekiz, bir, üç, sekiz, beş, on iki.
Dezoito, um, três, oito, cinco e doze.