sekstant oor Portugees

sekstant

Vertalings in die woordeboek Turks - Portugees

sextante

naamwoord manlike

Benim çağımdaki pek çok yapay şey gibi bu sekstant da göründüğünden çok daha fazlası.
Tal como muitos artefactos da minha era, este sextante é muito mais do que aquilo que parece.

Sekstant

Vertalings in die woordeboek Turks - Portugees

sextante

naamwoord

Sekstant benim. Yani iyi olduğunu biliyorsunuz.
O sextante é meu, portanto sabe que é bom.

voorbeelde

Denizciler enlemi hesaplamak için bir sekstant ve çizelgeler, boylamı belirlemek için de geminin Greenwich Ortalama Zamanına göre ayarlanmış kronometresini kullanırdı.
Os navegadores usavam um sextante e um conjunto de tabelas para calcular a latitude. Para determinar a longitude, eles usavam o cronômetro do navio, que era ajustado de acordo com a hora de Greenwich.

Sekstant benim. Yani iyi olduğunu biliyorsunuz.
O sextante é meu, portanto sabe que é bom.

Sekstanttan önce kullanılan usturlabın, “gökbilimcilerin teleskop icat edilmeden önce kullandığı en önemli alet” olduğu söylenir.
O astrolábio, predecessor do sextante, já foi chamado de “o aparelho astronômico mais importante antes do telescópio”.

Bir sekstant.
Ah, um sextante.

Doğru, 1917 Henley Hagan pirinç sekstant..
Isso mesmo. Sextante em latão Henley Hagan, 1917.

Sekstant.
Um sextante.

Araç gereçleri yanlarındadır: pusu la, sekstant, termometre, higrometre, magnetometre.
Carregam seus instrumentos: o sextante, a bússola, o termômetro, o higrômetro, o magnetômetro.

Brittany'nin teknesinde 300 yıllık bir sekstant gördüm.
Vi um sextante de 300 anos no barco de Brittany.

Sekstant sende mi?
Está com o sextante?

Sekstant kabinimde
O sextante da minha cabina

Bir pusula, haritalar... ve bir sekstant!
Uma bússola. Mapas, e um sextante!

Benim çağımdaki pek çok yapay şey gibi bu sekstant da göründüğünden çok daha fazlası.
Tal como muitos artefactos da minha era, este sextante é muito mais do que aquilo que parece.

Bu doğru, bu ilkel bir sekstant.
Isso mesmo, um sextante primitivo.

Ortadoğu’daki gözlemevlerinde çok gelişmiş bir dizi alet bulunuyordu. Bunlar arasında gökcisimlerini incelemek ve izlemek için kullanılan usturlaplar, kuadrantlar (rubu tahtası), sekstantlar, güneş saatleri ve başka aletler de vardı.
Os observatórios do Oriente Médio tinham uma variedade incrível de equipamentos sofisticados: astrolábios, quadrantes, sextantes, relógios de sol e outros instrumentos que eram usados para estudar e rastrear corpos celestes.

Sekstant nerede?
Onde está o sextante?

New York'taki bir rehin dükkanından 1917 Henley Hagan sekstant sipariş ettin mi?
Você pediu um sextante Henley Hagan, 1917 de alguma loja de penhores de Nova Iorque?

Bu bir sekstant, evlat.
Isso, meu rapaz, é um sextante.

Brown, git benim denizcilik tablolarımı ve sekstantımı getir.
Brown, pegue minhas tábuas náuticas e o sextante.

Sekstant.
O sextante.

... sekstant, geçerli bir kronometre ve gökyüzü takvimi.
um sextante, um cronômetro preciso e um almanaque celestial.

Williamson, sekstantına bak.
Williamson, olhe pelo seu sextante.

Sekstant kabinimde.
O sextante da minha cabina.

Bir sekstant mı?
Um sextante?

Bir sekstant.
Um sextante.

Ham bir sekstant yaptım ve güneşte öğle vaktini tespit ettim.
Fabriquei um sextante rústico E anotei a posição do sol.