Actuador oor Turks

Actuador

Vertalings in die woordeboek Spaans - Turks

Aktüatör

Los actuadores entran, encuentran la superficie de la extremidad,
Aktüatör gelir, uzvun yüzeyini bulur,

voorbeelde

Si envías una señal eléctrica al actuador, la puerta se abre.
Çalıştırıcıya bir elektrik sinyali gönderirsen, kilit açılır.

La gran pregunta en Inteligencia Artificial es la función que asocia ( " mapea " ) sensores con actuadores
Yapay zekanın en büyük sorularından bir tanesi sensörler ve erişim düzeneklerini birbirleri ile eşleştiren ( mapping ) fonksiyonu bulmaktır.

El paradigma actual de la amputación no ha cambiado fundamentalmente desde la Guerra Civil de EE.UU. y se ha vuelto obsoleto a la luz de los desarrollos notables en actuadores, sistemas de control y tecnologías de interfaz neuronal.
Mevcut ampütasyon paradigması ABD Sivil Savaşı'ndan bu yana temel olarak hiç değişmedi ve uyarıcılar, kontrol sistemleri ve nöro etkişelim teknolojileri gibi büyük ilerlemeler ışığında eski bir hâl aldı.

El agente puede percibir el estado del entorno mediante sus sensores y puede afectar a ese estado a través de sus actuadores
Etmen, ortamın durumunu sensörleri vasıtasıyla alılayabilir ve erişim düzeneği vasıtasıyla çevrenin durumunu değiştirebilir.

Ellos han construido al menos tres dispositivos moleculares distintos cuyos movimientos son controlados desde el escritorio cambiando el voltaje: un nanomotor de nanotubos, un actuador, y un oscilador de relajación nanoelectromecánico. Ver nanomotor de nanotubo de carbono para más ejemplos.
Hareketi değişen voltajla masaüstünden kontrol edilen en az üç farklı moleküler aygıt geliştirmişlerdir: bir nanotüp nanomotor, bir moleküler uyarıcı ve bir nanoelektromekanik gevşeme osilatörü.

Y pudimos hacer esto insertando 40 pequeños actuadores lineales dentro del dispositivo. Eso permite no solo tocarlos sino regresarlos también a su lugar.
İşte bunu 40 küçük, ufak doğrusal aktüatörü cihazın içine gömerek yapabildik ve bu sadece dokunmanızı değil, onları geri sürmenizi de sağlıyor.

Así que, en Stanford, creamos esta pantalla de borde háptico; es un equipo móvil con una matriz de actuadores lineales que pueden cambiar de forma, pueden sentir en las manos dónde se está mientras se lee un libro.
Bu sebeple Stanford'da bu haptik(dokunma) köşe görüntüsünü yarattık, ki bu şekil değiştirebilen bir dizi doğrusal aktüatörün olduğu bir mobil cihaz, böylece bir kitap okurken nerede olduğunuzu elinizle hissedebilirsiniz.

Así que no podrán ver todas las cosas geniales que están en esta serie elástica de 14 actuadores donde cada uno de estos es capaz de detectar temperatura y presión.
Böylece içindeki, her birinin sıcaklığı ve basıncı algıalama yetisi olan 14 eyleyicide olup bitenleri göremeyeceksiniz.

Esas decisiones tienen lugar muchas, muchas veces y el bucle de feedback del entorno mediante los sensores, toma de decisión del agente, interacción con el entorno mediante los actuadores y así sucesivamente, se llama Ciclo Percepción- Acción.
Bu kararlar defalarca alınır Ortamın sensör geribesleme verileri, etmen kararları ve erişim düzeneğinin ortam ile etkileşimi ve diğerlerinin döngüsüne Algı- Eylem Devri ( perception action cycle ) denir.

Estos cuatro actuadores fueron desarrollados y programados con el único fin de crear una fusión exitosa.
Bu dört hareket kolu, sadece başarılı bir füzyon yaratmak amacıyla geliştirildi ve programlandı.

Así que hemos usado un actuador neumático para crear un equipo mutante donde se puede ir de un modo muy similar a un teléfono, a una pulsera en el proceso.
Dönüştürücü bir araç yaratmak için hava basınçlı tahrik kullandık, bununla telefona benzer bir şeyden aktivite bilekliğine doğru gidebilirsiniz.

Queríamos abordar este problema de una manera diferente en lugar de usar motores eléctricos y actuadores electromecánicos usamos aire comprimido.
Elektrikli motorlar, elektromekanik çalıştırıcılar yerine sıkıştırılmış hava kullanıyoruz.

El mecanismo de cierre está conectado a un actuador.
Mandal mekanizması, çalıştırıcıya bağlıdır.

Los actuadores entran, encuentran la superficie de la extremidad, miden su forma sin carga, y luego empujan sobre los tejidos para medir la elasticidad del tejido en cada punto anatómico.
Aktüatör gelir, uzvun yüzeyini bulur, yüksüz şekli ölçer ve dokularda ilerleyerek her anatomik noktadaki doku uyumluluğunu ölçer.

Los actuadores, los cambios y los músculos aéreos están trabajando bien.
Hareketlendiriciler ve vitesler,... ve havalandırıcı kaslar iyi çalışıyor.

Un brazo robótico es un conjunto muy bien definido de elementos rígidos y de motores llamados "actuadores", que hacen mover las articulaciones.
Bir robot kolunu ele alalım, oldukça iyi tanımlanmış sert bağlantılar ve harekete geçirici motorları var, bunlar eklem bağlantılarını taşırlar.

Así que toda esta clase trata de cómo un agente toma decisiones que es capaz de llevar a cabo mediante sus actuadores basándose en datos sensoriales pasados.
Tüm bu derslerde bir etmenin, geçmiş sensör verilerine dayanarak erişim düzenekleri ile uygulamaya geçirebileceği bir ́karar ́ı nasıl verebileceği ile ilgileneceğiz.

La apertura o el cierre de las válvulas de control automático se realiza normalmente mediante actuadores eléctricos, hidráulicos o neumáticos.
Kontrol valfin açılması veya kapanması genellikle elektriksel, hidrolik veya pnömatik aktüatörler tarafından yapılır.

Además, la turbobomba proporciona queroseno de alta presión para los actuadores hidráulicos, que luego recicla en la entrada de baja presión.
Turbo-pompa ayrıca hidrolik aktüatör için yüksek basınçla akışkan da sağlar, sonrasında bu akışkan düşük basınç haznesine toplanır.

Como le decía a Teyla, tendré que desviarlo aislar el conducto del actuador primario y seguirlo hasta el núcleo.
Teyla'ya anlattığım gibi, onu atlamam gerek ana erişim hattını izole edip çekirdeğe doğru takip edeceğim.