desayuno oor Turks

desayuno

/de.sa.'ǰu.no/ naamwoord, werkwoord manlike

Primera comida del día.

Vertalings in die woordeboek Spaans - Turks

kahvaltı

naamwoord

El médico me dijo que debería desayunar todos los días.
Doktor bana her gün kahvaltı yapmam gerektiğini söyledi.

Kahvaltı

primera comida que se consume en el día

Tostadas con mermelada de frambuesa es mi desayuno preferido.
Tostta ahududu reçel benim en sevdiğim Kahvaltı yemektir.

kahvalti

Primera comida del día.

Este asistente mecánico es capaz de servir más allá del desayuno en la cama.
Bu mekanik hizmetçiler, yataga kahvalti getirmekten daha fazlasini yapabiliyor.

Soortgelyke frases

desayunar
kahvaltı · kahvaltı etmek · kahvaltı yapmak · yemek

voorbeelde

Te dije que no tienes que venir a hacernos el desayuno.
Bize gelip kahvaltı hazırlamak zorunda değilsin demiştim sana.

Sí, creo que dos filetes y tres cucharadas de helados de menta con chocolate es demasiado para el desayuno
İki küçük bonfile ve üç kepçe naneli çikolata kahvaltı için çok fazla

Después del desayuno.
Kahvaltıdan sonra.

Ese ha sido mi desayuno.
Sabah yediğim buydu.

Preparé el desayuno para Jim y para los niños; a continuación empaqueté la comida de Jim y mi marido se marchó.
Jim'e ve çocuklara kahvaltı hazırladım, Jim'in öğle yemeğini paketledim ve Jim gitti.

Aquí está su desayuno.
Geri götürüyorum.

Primero con el desayuno...... y después con tus acciones abajo
Önce kahvaltı...... sonra o korkunç gösteri

Tomé un desayuno nutritivo.
Ben besleyici bir kahvaltı yedim.

Yo no desayuno.
Kahvaltı yapmıyorum.

A la mañana siguiente, durante el desayuno, dije que George había estado en la ventana esa noche.
Sabahleyin kahvaltıda, George’un gece pencerenin başında olduğunu söyledim.

Este hotel, incluyendo autobus y desayuno, son 940 euros para dos personas.
Otel, otobüs ve kahvaltı dahil iki kişi 940 Euro.

Desayuna con sus hombres.
hadi yemek ye biraz!

ARASHI, TOMATE EL DESAYUNO Y BEBETE LA LECHE
Kahvaltını ye ve sütünü iç Arashi.

Hice que se sentara en una de las sillas almohadilladas y le ofrecí la cerveza del desayuno.
Onu büyük, kat kat yastıklı koltuklardan birine oturttum ve kahvaltılık bira önerdim.

Pues tomemos el desayuno en la cama.
Yatakta kahvaltı o zaman.

O.k., al desayuno
Tamam kahvaltıda.

¿Podemos pillar el desayuno por el camino?
Yolda kahvaltı yapabilir miyiz?

A la mañana siguiente, durante el desayuno, Lascelles dijo: — Me gustaría saber si ha habido alguna vez duelos de magia.
Ertesi sabah kahvaltıda Lascelles şöyle dedi: “Geçmişte büyü düelloları oldu mu diye merak ediyordum.

¿Desayuno?
Kahvaltı ister misin?

Desayuno de campeones.
Şampiyonların kahvaltısı.

Le contaré la historia, quizá... mañana, durante el desayuno.
Belki bunu sana yarın kahvaltıda anlatırım.

El desayuno?
Kahvaltı?

¿Quieres hacer tú el desayuno de regreso a clases la próxima semana?
Önümüzdeki hafta okula dönüş kahvaltısına gelmek ister misin?

Por la mañana iremos caminando a tu casa para el desayuno y por la noche los dos podréis venir a cenar.
Sabahları biz size kahvaltıya geliriz - ve akşamları da siz bize yemeğe gelirsiniz.

En las mañanas iba al trabajo... y salías de tu escondite para preparar el desayuno.
Her sabah evden çıktığında, saklandığın yerden çıkıp bize kahvaltı hazırlardın.