Austin oor Turks

Austin

Vertalings in die woordeboek Frans - Turks

Austin

Austin (Texas)

Austin, Teksas

Austin dit que moins j'en porte, mieux c'est.
Austin ne kadar az giysem, o kadar iyi olduğunu söylüyor gerçi.

Soortgelyke frases

Tracy Austin
Tracy Austin

Dallas Austin
Dallas Austin

Stone Cold Steve Austin
Steve Austin

John Langshaw Austin
John Langshaw Austin

voorbeelde

Si Austin n'attend pas, il ne te mérite pas.
Austin beklemiyorsa seni hak etmiyor demektir.

Puis le 1er Austin Powers.
Sonra da " Austin Powers " filmlerini ilkini seyrettim.

Il est incroyable, Austin.
İnanılmaz, Austin.

Jeffrey avait 12 ans, c'était à son retour d'Austin.
12 yasinda Austinden geri dönerken.

Donc peut-être qu'Austin cannon était fatigué que luke ait le beau rôle.
Yani belkide Austin Cannon, Look'u iyi göstermekten bıkmıştı.

Allez vérifier cet entrepôt à Austin
Austin' deki depo baskınına katılın

Austin, un peu de tenue
Oh Austin, uslu dur

Demain, je vais à Austin
Yarın Austin' e gidiyorum

Qu'Austin avait été tué.
Austin'in öldürüldüğünü.

Tu vas quitter New York pour Austin, et aller à cette satanée université du Texas?
New York'tan gideceğini, Austin'e taşınacağını ve lanet Teksas Üniversitesi'ne gideceğini?

Les sondages la donnent ex aequo avec l'inconnu Steven Austin.
Anketlere göre oyları birden ortaya çıkan rakibi Steven Austin ile başa baş gidiyor.

Pourquoi tu ne me fais pas confiance pour Austin?
Neden Austin konusunda bana güvenmiyorsun?

Ce n'est pas pour ça que le père Austin croit en toi.
Bu Peder Austin'in inandığı kişi değil.

Austin Davis m'emmène dîner.
Austin Davis beni yemeğe çıkarıyor.

Tope là, Austin.
Tamamdır, Austin.

Naomi, tu vas couper le souffle d'Austin dans cette tenue.
Naomi, Austin seni bu kıyafetle görünce gözleri yerinden fırlayacak.

A Austin, au Texas, je crois.
Sanirim Austin, Texas'a.

Que se passe-t-il, Austin?
Ne oluyor Austin?

“ Psychologiquement, c’était difficile pour moi d’accepter des petits boulots, car avant j’occupais un poste à responsabilités dans une grande entreprise ”, avoue Austin.
Austin şöyle diyor: “Büyük bir firmada yıllarca yönetici olarak çalıştıktan sonra sıradan bir işe girmek ağırıma gidiyordu.”

j'ai une conférence technique à Austin.
Austin'de teknoloji konferansı var.

Veillez à ce que ces gars rentrent à Austin et à ce qu'ils soient payés.
Bu beyleri Austin'e götürün ve paraları da hemen ödensin.

Demain, je vais à Austin.
Yarın Austin'e gidiyorum.

Tu devrais aller à Austin.
Austin'e gitmelisin.

Depuis janvier 2013, il enseigne à la Lyndon B. Johnson School of Public Affairs (en) de l'université du Texas à Austin (États-Unis).
Ocak 2013'ten itibaren Texas Üniversitesi'nde Halkla İlişkiler Lyndon B. Johnson Okulu'nda ders verdi.

Le football est un sport de toute beauté, Austin.
Futbol güzel bir oyun, Austin.