Islande oor Turks

Islande

/islɑ̃d/ eienaam vroulike

Pays d’Europe

Vertalings in die woordeboek Frans - Turks

İzlanda

eienaam

Pays d’Europe

Quel est le salaire minimum en Islande ?
İzlanda'da asgari ücret nedir?

islande

terme géographique (au niveau du pays)

Vertalings in die woordeboek Frans - Turks

izlanda

Lui-même s'est présenté en Islande comme un serviteur de Gunther.
izlanda da bile Gunther'In hizmetkarI olarak tanIttI kendini.

voorbeelde

J'adore cette confiture de Thousand Island, elle est délicieuse.
Şu sosu çok sevdim, itiraf edeyim.

Je sais qu’Ashley n’a pas quitté Tara depuis son retour de Rock Island.
Ashley'in Kaya Adası'ndan döndüğünden beri Tara'da olduğunu biliyorum.

Tu sais, je vais prendre un Long Island Tea, aussi.
Bilirsin, ben de bir tane Long Iced Tea alacağım..

Lorsque le studio décide de créer une suite à Monkey Island 2, le développement est donc confié à Jonathan Ackley et Larry Ahern qui avaient précédemment travaillé sur Full Throttle.
Monkey Island 'ın yaratıcısı Ron Gilbert'ın Monkey Island 2 'den sonra seriyle yollarını ayırmasıyla birlikte projenin başına daha önce Full Throttle'da da çalışmış olan Jonathan Ackley ve Larry Aherncreator geçti.

Comment oses-tu noyer le roi de la nouvelle Burns Island!
Ne cüretle New Burn Adasının kralını boğarsın!

Soit ça, ou il a lancé 20 missiles Titans sur Rhodes Island.
Öyle, yada az önce Rhode Island'a 20 tane füze fırlattım.

City Island.
Ada Şehri.

Elle vit dans une maison de retraite de Long Island maintenant.
Artık Long Island'daki bir huzur evinde kalıyor.

Le musée a pour objectif de rassembler des spécimens de pénis de chaque mammifère existant en Islande.
Müze, İzlanda'daki her memeliden penis örneği toplamayı amaçlamaktadır.

En 1990, alors qu’il était entraîneur en Islande, André a reçu la visite d’Iiris, une missionnaire Témoin de Jéhovah.
André, 1990 yılında, İzlanda’da futbol antrenörü olarak çalışırken, dolgun vakitli bir vaiz olarak çalışan Iiris adındaki bir Yehova’nın Şahidi onunla konuştu.

Et une fois que cette allée sera construite, elle connectera le South Bronx aux plus de 160 hectares du Parc de Randall's Island.
Ve bu yol yapıldıktan sonra, South Bronx'u Randall's Island Park'ının neredeyse 400 dönümüyle birleştirecek.

L'Islande traversait cette crise financière.
İzlanda'da finansal bir kriz yaşandı.

L'Islande est un pays nordique, et, comme la Norvège, elle est capable de forcer le système.
İzlanda da Norveç gibi bir İskandinav ülkesi ve yine Norveç gibi sistemin içine dokunabiliyor.

Contrairement à Terminal Island, il n'y a pas de murs ici.
Terminal Adası'nın aksine burada duvar yok.

Ma sœur est ici sur Ellis Island.
Kız kardeşim burada, Ellis Adası'nda.

Ça a fait froncer plus d'un sourcil en Islande.
Bu İzlanda'da beklenmiyordu.

Oh, c'est tellement bon de se lacher et savourer quelques " Long Island ices teas ".
Ah, biraz kafamı dağıtıp, keyif çıkarmak, buzlu çayımı yudumlamak, ne güzel.

Toi, moi, tout le monde dans le clip, en Islande.
Sen, ben, ve videodaki herkes, ve tüm Buz Diyarı bizimle.

Gerhard Wagner, cependant, a été envoyé en détention à Ellis Island.
Gerhard Wagner buna rağmen Ellis Adası'ndaki tutuklama merkezine gönderilmiş.

De Staten Island.
Burası Staten Island.

Après qu'Oscar a pris Alfredo et avant de laisser la voiture, il est allé à Long Island?
Alfredo'yu kaçırdıktan bir süre sonra, arabayı buraya bırakmadan önce Long Island'a mı giti?

rabattez vous sur red sand island jusqu'à mon signal.
Ben sinyal gönderene kadar Kızıl Kum Adası'nda bekleyin.

A Ellis Island, on nous a passés au peigne fin.
Ellis Adasında sıkı bir elemeden geçirdiler bizi...

IL Y A quelques années de cela, une chrétienne téléphonait à son frère qui habitait Long Island, dans l’État de New York.
BİRKAÇ yıl önce Yehova’nın Şahitlerinden biri Long Island, New York’ta bulunan kardeşine telefon etti.

On l'a fait pour l'Islande, on le ferait pour ton enfant.
İzlanda için yaptık, çocuğun için de pekâlâ yapabiliriz.