belles lettres oor Turks

belles lettres

Vertalings in die woordeboek Frans - Turks

edebiyat

naamwoord

yazın

Noun

voorbeelde

Seule avec ces si belles lettres.
Bütün bu güzel mektuplarla birlikte yalnız kalmak istiyorum.

Il m'a écrit de très belles lettres, mais il n'est jamais revenu.
Bana mektuplar gönderdi fakat hiç geri gelmedi.

J'écrivais de belles lettres!
Çok güzel mektuplar yazardım, değil mi?

Avec une belle lettre d'amour
Kibar. – Ve bir ask mektubu.

Tu vas leur écrire une belle lettre, qu'ils sachent où tu es.
Akrabalarına güzel bir mektup yaz böylece burada olduğunu bilsinler.

J'ai ta belle lettre.
Yazdığın mektubu hatırla.

C'était une très belle lettre.
Ne güzel bir mektup.

Les ouvrages de critique littéraire et de belles-lettres.
Eleştiri kitaplarından ve edebi eserlerden..

C'est une belle lettre.
Güzel bir mektup.

Les plus belles lettres de ta vie, maman
Okuyacağın en güzel mektupları yazacağım sana, anne

La Grèce de Belles Lettres ne nous plaît plus.
Edebiyatın ve söz sanatlarının doruğundaki Yunanistan'ı sevmiyoruz artık.

On a reçu une très belle lettre cependant, nous félicitant.
Ondan harika bir tebrik mektubu aldık.

Une belle lettre de suicide.
Güzelce kaleme alınmış bir intihar notu.

Elle nous a écrit une très belle lettre à la mort de votre père.
Babanın öldüğü sıralarda Charles'a içli bir mektup yazmıştı.

Belle lettre, en tout cas.
Harika bir mektuptu ama.

non, oui, une bien belle lettre, c'est vous qui l'avez dicté.
Senin yazdırdığın, hoş bir mektuptu.

Il m'a écrit une très belle lettre.
Harika bir mektup gönderdi.

C'est une très belle lettre.
Güzel bir mektup.

Les belles lettres ne nourrissent pas leur homme.
Şiirler, karın doyurmuyor.

Il écrit de si belles lettres.
Nefis mektuplar yazar.

Ils se sont écrit de belles lettres pendant un certain temps, mais ils ont pu se lasser.
Bir süreliğine güzel mektuplar yazdılar ama sonra aralarına mesafe girmiş olabilir.

Merci de m'avoir envoyé une belle lettre.
Bana güzel bir kart gönderdiğiniz için teşekkür ederim.

Les plus belles lettres que t' as jamais lues, maman
Okuduğun mektupların en güzelleri anne

Elle avait assez de culture pour apprécier mes belles-lettres, mais point assez pour en connaître les sources.
Benim edebi nüktelerimi takdir edecek kadar okumuştu, ama bunları aldığım kaynakları bilecek kadar fazla okumamıştı.